Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun son açıklamaları, sadece bir muhalefet liderinin tepkisi değil; Türkiye’nin içinde bulunduğu kırılgan yapının özetiydi. “Ekonominin ruhu güvendir” cümlesi, yalnızca siyasetçilere değil, bu ülkede yaşayan herkese yönelik bir hatırlatmaydı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “rasyonel zemine dönüyoruz” açıklaması elbette umut verici. Ancak Davutoğlu’nun da işaret ettiği gibi, eğer bu zeminde adalet yoksa, hukuk işlemezse, kamu harcamaları hesap vermekten uzaksa; o zemin kimseyi taşımaz. Türkiye ekonomisi, yalnızca rakamlarla değil, toplumsal vicdanla ve siyasi şeffaflıkla da iyileşebilir.
Davutoğlu’nun gündeme getirdiği bir diğer önemli konu da “Siyasi Ahlak Yasası.” Son günlerde artan siyasi gerilimler, bürokrasiye dönük saldırılar, güvenlik zaafları ve derinleşen kutuplaşma; siyasetin normalleşmeye ve etik zeminine dönmesi gerektiğini gösteriyor.
Bugün ülkemizin en büyük açığı ne döviz açığı ne de bütçe açığıdır. En büyük açık: güven açığıdır. Bu güvenin yeniden tesisi için sadece ekonomi yönetimini değil, tüm siyasi yapıyı kapsayan bir onarım sürecine ihtiyaç var.
İpekyoluhaber olarak, sadece gelişmeleri aktarmakla kalmıyor; toplumun her kesiminden gelen bu tür önemli çağrıların altını çiziyoruz. Çünkü biliyoruz ki sağlıklı bir ekonomi, temiz bir siyasetle; temiz siyaset de güçlü bir toplumsal güvenle mümkündür.