Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs tehdidi ile mücadele de vatandaşların evde kalmasını tavsiye ediyor. Hatta bu virüsle mücadeleyi birlikte başaracağız diyerek vatandaşa, açıklanan tedbirlere uyma çağrısı yapıyor.   Birkaç gündür şehir merkezi ve ilçelere baktığımız zaman vatandaşın, açıklanan tedbirlere müstesnalar dışında uyduğunu görüyoruz.   Bu toplum sağlığı açısından sevindirici bir gelişme.   Koronavirüs gibi salgın hastalıklar tarihte yaşanmış mı diye araştırdığımız zaman Osmanlı Sultanı II. Bayezid dönemi olan 1492 ve 93 yıllarında otaya çıkan Veba salgını ile birlikte İstanbul’da çok sayıda insanın ölümüne yol açtığını gördük.   Tarihi bilgilerde bu konu şöyle yer alıyor.   “1490 yılında İstanbul’da meydana gelen kötü hava şartları ve bundan iki yıl sonra ortaya çıkan Veba salgını nedeniyle Sultan II. Bayezid, İstanbul’dan Edirne’ye gelmek zorunda kalmıştır.   Altı yıl süren bir kıtlık da büyük sıkıntılar doğurmuştu.   İstanbul’da 11 Eylül 1509’da başlayıp kırk beş gün süren deprem, 1070 evle 109 mescidin yıkılmasına ve 5000’den fazla can kaybına sebep olduğundan “küçük kıyamet” diye anılmıştı   II. Bayezid, devlet işlerini daha sağlıklı yürütmek için divan üyeleriyle Edirne da iken İstanbul da yaşanan depremden bir buçuk hafta sonra 23 Ekim tarihinde Edirne de büyük bir deprem meydana gelmiş, deprem sonrasında başlayan yangınlar ve Tunca nehrinin taşması üzerine yeniden İstanbul’a dönülmüştür.   Yani veba salgını nedeniyle sultan tedbir için başka bir ile taşınmak ve orada saraya kapanmak zorunda kalmış.   Bugünkü tabirle aylarca evde kalmış.   Yaşanan olaylar o tarihte yaşananlara da benziyor.   Deprem, fırtına, yangın, sel baskınları olmuş.   Hatırlayın Ocak 2020 den bu yana ülkemizde de deprem ve çığ felaketleri yaşandı.   Selçuklular döneminde Konya da yaşayan hak aşığı Hz. Mevlana şöyle der.   “Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela vermez kul azmadıkça.”   Biraz da kendimizi sorgulasak desem haddimi aşmış mı olurum.   Nasıl olsa evde vaktimiz çok. Meşguliyetimiz de düne göre çok azıldı.   Hepimiz kafamızı iki elimizin arasına alıp bir düşünsek. Acaba biz nerede hata yaptık diye.   Belki bir şeyler hatırlarız.   Ama virüsün etkisi yok olunca unutmadan o hataları tekrarlamayalım.   Virüs bu belli olmaz.   Bakınız 500 yıl önce de yaşamışız.