Yargıtay Eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk'tan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye Sert Yanıt: "Beyni Sulanmış", "Namert" Sözlerine Hukuk ve Mertlik Dersi

​Yargıtay eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini hedef alan ve hakaret içeren sözlerine sert bir açıklamayla karşılık verdi. Selçuk'un cevabı, Bahçeli'nin, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi hakkındaki bildirisine dair kendisinin yaptığı hukuki değerlendirmeyi eleştiren ve "beyni sulanmış", "namert" gibi ifadeler kullandığı konuşmasının ardından geldi.

​Bahçeli'nin Grup Toplantısında Hedef Aldığı Açıklama ​MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk'un bir gazetedeki yazısında emekli amirallerin bildirisini "mertçe kaleme alınmış" olarak değerlendirmesini eleştirdi. Bahçeli, eleştirisinde şu ifadeleri kullandı: ​"Her puslu dönemde, yargıya yuvalanmış bir ucubenin ağzını açması, nifak saçması nereye kadar olağan karşılanacaktır? 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimini mimarı olduğu 367 düğümüyle krize sokan Kanadoğlu'ndan sonra şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski Başkanı mı girmiştir? Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk'un, 4 Nisan darbe çağrısının mertçe kaleme alındığını bir gazete aracılığıyla açıklaması ise tam manasıyla namertliktir." ​Prof. Dr. Sami Selçuk'tan Cevap: "Hukukçunun Tek Efendisi 'HUKUK'tur" ​MHP liderinin bu sert sözlerine yazılı bir açıklama ile yanıt veren Prof. Dr. Sami Selçuk, 66 yıllık hukuk tecrübesine ve hukuk ilkesine vurgu yaparak, kendisine yöneltilen hakaretleri sert biçimde kınadı. ​Prof. Dr. Sami Selçuk'un açıklamasından öne çıkan bölümler şunlar: ​"Ben, fakülte dönemini de katarsanız, altmış altı yıldır hukukun içinde yaşıyorum. Şimdi de on yedi yıldan bu yana Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yargılama hukuku dersleri vermekteyim. Hukuktan anlamayan, hukuksal yaklaşımla politik yaklaşım ayrımını yapamayan, ayırt etme gücü ve zekâsı olmayan birinin değerlendirmesi, benim açımdan sıfıra eşittir. ​Hukukçunun tek bir efendisi vardır, buyruklarını ondan alır, şundan bundan değil. O efendinin adı da 'HUKUK'tur. Kimi bakarkör’ler görsün diye bunu lütfen büyük harflerle yazın. KIMSE BANA EFENDİLİK TASLAMASIN! ​Gücü yetiyorsa bilimsel temelde kendisi ya da kendisini bilinçsizce alkışlayanlar arasında hukukçu varsa onları da yanına alarak benim söylediklerimi çürütsün. 'Namert', yani 'alçak, korkak, erdemsiz', 'beyni sulanmış', yani 'bunamış' diyerek insanları aşağılamasın. ​Hakaret, milletvekili yapay bağışıklık kalkanının ardına sığınarak mertliğini kanıtlamaya kalkışan zavallıların, yetersizlerin başvurdukları Brutus’vari bir eylem olmamalıdır. Mertlikten, namertlikten söz edenlerin önce kendileri mert olmalıdır. Sövgüler eski deyişle muhayyerdir. Değişmez huyları, sahibine geri dönüp onu vurmasıdır. Hakaretlerle düşünceleri ve hukukun dediklerini çürütemezsiniz. ​Bana sövenlere iki uyarım var. Birincisi, yazdıklarımı dikkatle okusunlar, hukukçulara danışsınlar, hukukun ne dediğini özümsesinler, sonra da duraksadıkları noktalarda gelip benimle tartışsınlar. İkinci uyarım da şu: Bilkent öğrencileri hocalarını değerlendiriyorlar. Siteye girsinler, benimle ilgili bilgileri ve özellikle bunayıp bunamadığımı öğrensinler. ​Konuşmanın sahibini tartışmaya açık ve hukuk açısından yeterli biri olarak göremiyorum. Doğru dürüst Türkçesi bile yok. Seçtiği dalı bile telaffuz edemiyor. Yazdıklarımı bile anlayamamış birine ne söyleyebilirim ki?! ​Dün sövdüklerine bugün sarılarak ilkesizliğiyle şaşırtıcı yaşamsal çelişkilere düşen ve hiç güvenilemeyen birini ciddiye almam. Böylelerine verilecek en iyi yanıt, onları hükmen yok saymaktır. Kötü söz eninde sonunda sahibine döner. Ben bu yanlışa düşmem. Bu insanlar, önce insana saygı göstermelidirler..." ​Prof. Dr. Sami Selçuk, Bahçeli'nin çıkışına karşı duruşunu hukukun üstünlüğüne bağlılık ve bilimsel tartışma çağrısı üzerinden net bir şekilde ortaya koydu.