( (

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün: “Devletimiz, bir defaya mahsus olmak üzere tüm vatandaşların TC kimlik numarasını değiştirsin.”

Gündem (Haber Merkezi) - | 21.08.2025 - 16:51, Güncelleme: 21.08.2025 - 16:51
 

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün: “Devletimiz, bir defaya mahsus olmak üzere tüm vatandaşların TC kimlik numarasını değiştirsin.”

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, bugün TBMM’de yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ve “beka meselesi” olarak nitelendirilebilecek türden bir tehdide karşı çözüm önerisini paylaştı.
Nedir bu tehdit? Vatandaşların e-Devlet ve e-Nabız bilgilerinin çalınması ve simsarlarca pazarlanması tehdidi. Dünyada “big data”, yani büyük veri, artık en değerli hazine kabul ediliyor. Bu yıl itibarıyla dünyada üretilen verinin 180 zettabayta ulaşacağı öngörülüyor. Şirketler, milyarlarca doları bu verileri korumak ve işlemek için harcıyor. Bizim elimizde ise 85 milyon vatandaşımızın verisi, dahası hayatı var. Bunun ekonomik değeri trilyon dolarlarla ölçülüyor. Bu veri yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir. Dijital çağ, adım adım yapay zeka çağına evrilirken; tüm datamızın, bize ait tüm verilerin, bizi tanımlayan bütün finansal, hukuki, sağlık, eğitim bilgilerimizin TC kimlik numaramız üzerinden e-Devlet portalına entegre edildiği bir dönemde siber güvenliğin önemi hayati boyutlara ulaşmış durumda. Devletin en kritik kademelerinde görev yapan insanların dahi kimlikleri ortaya saçıldı. ABD merkezli Associated Press’e göre 2009 yerel seçimlerine ait 49 milyon vatandaşımızın MERNİS sistemindeki verileri çalındı. Dönemin yetkilileri olayı geçiştirerek şeffaflıktan uzak bir tutumla duruma açıklık getirmek yerine skandalı hasır altı etmeyi tercih etti. Biz bu olayı dış basından öğrenmek zorunda kalırken, ilgili kurumlar mesele ayyuka çıkana kadar sessizliğini korudu ve güvenlik açığı olmadığını iddia ettiler. Böylesine mahrem bir konuyu dış basından öğrenmemiz ise durumun vehametini gözler önüne seriyor. Eylül 2024’te ise Ulaştırma Bakanı, pandemi döneminde Sağlık Bakanlığı sisteminden tüm vatandaşlarımızın yanı sıra vefat edenlerin ve Türkiye’ye giriş çıkış yapan turistler dahil toplamda 108 milyon kişinin verilerinin sızdığını kabul etti ancak endişelenecek bir şey olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanından MİT Başkanına kadar devletin en kritik kademelerinde görev yapan insanların dahi kimlikleri ortaya saçıldı. Sayın bakana göre endişelenmemiz için daha ne olmalıydı bilmiyorum. Bugün gelinen noktada, bu iş artık bir dolandırıcılık endüstrisine dönüşmüş durumda. Bir dolandırıcı telefonda sizi arıyor, isminizi, adresinizi, TC kimlik numaranızı ve hangi hastalıklara sahip olduğunuzu söylüyor. Vatandaş da haklı olarak “bu kadar detayı biliyorsa devlet görevlisidir” diye düşünüyor. Böylece binlerce insan dolandırıcıların ağına düşüyor. Üstelik bu ağın kimlerin elinde olduğunu, ne zaman-ne amaçla kullanabileceklerine dair en ufak bir fikrimiz yok. Bu da endişelerimizin boyutunu artırıyor. Simsarlık yapan bu kişiler, bu bilgileri karaborsada ücret karşılığında pazarlıyor. Sosyal medyada, karanlık internet forumlarında satabiliyor. Bu tablo, hukuk devletine de, vatandaş-devlet arasındaki güven ilişkisine de zarar veriyor. Devletin koruması gereken en kutsal şeylerden biri, vatandaşının mahremiyetidir. Bir yandan siber vatan nutukları atarken, öte yandan vatandaşın mahremiyetine sahip çıkmaktan aciz kalmak yenilir yutulur türden bir zafiyet değildir. Vatandaşlarımızın en değerli bilgileri çalınıyor, pazarlanıyor ve simsarlık bir sektör haline geliyorsa, burada en başta devlet sorumluluk almalıdır. Çünkü, verinin güvenliği meselesi devletin namus meselesidir! Ve ben bugün buradan bu tehdide karşı bir çözüm önerimi paylaşmak istiyorum: Devlet vatandaşına “senin mahremiyetin benim namusumdur” desin ve devletimiz, bir defaya mahsus olmak üzere tüm vatandaşların TC kimlik numarasını değiştirsin. Bu değişim yapıldıktan sonra da en üst düzey güvenlik protokolleri devreye girsin, bir daha hiçbir veri sızıntısına imkan verilmesin. Bu yapılmadığı sürece hiçbir vatandaşımız kendini güvende hissetmeyecektir. Vatandaşlarımızın devlete güvenini yeniden tesis etmenin bundan başka yolu yoktur. Aksi halde her gün yeni bir skandal, her gün yeni bir mağduriyet yaşanmaya devam edecektir.
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, bugün TBMM’de yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ve “beka meselesi” olarak nitelendirilebilecek türden bir tehdide karşı çözüm önerisini paylaştı.

Nedir bu tehdit?

Vatandaşların e-Devlet ve e-Nabız bilgilerinin çalınması ve simsarlarca pazarlanması tehdidi.

Dünyada “big data”, yani büyük veri, artık en değerli hazine kabul ediliyor. Bu yıl itibarıyla dünyada üretilen verinin 180 zettabayta ulaşacağı öngörülüyor. Şirketler, milyarlarca doları bu verileri korumak ve işlemek için harcıyor. Bizim elimizde ise 85 milyon vatandaşımızın verisi, dahası hayatı var. Bunun ekonomik değeri trilyon dolarlarla ölçülüyor. Bu veri yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir.

Dijital çağ, adım adım yapay zeka çağına evrilirken; tüm datamızın, bize ait tüm verilerin, bizi tanımlayan bütün finansal, hukuki, sağlık, eğitim bilgilerimizin TC kimlik numaramız üzerinden e-Devlet portalına entegre edildiği bir dönemde siber güvenliğin önemi hayati boyutlara ulaşmış durumda.

Devletin en kritik kademelerinde görev yapan insanların dahi kimlikleri ortaya saçıldı.

ABD merkezli Associated Press’e göre 2009 yerel seçimlerine ait 49 milyon vatandaşımızın MERNİS sistemindeki verileri çalındı. Dönemin yetkilileri olayı geçiştirerek şeffaflıktan uzak bir tutumla duruma açıklık getirmek yerine skandalı hasır altı etmeyi tercih etti. Biz bu olayı dış basından öğrenmek zorunda kalırken, ilgili kurumlar mesele ayyuka çıkana kadar sessizliğini korudu ve güvenlik açığı olmadığını iddia ettiler. Böylesine mahrem bir konuyu dış basından öğrenmemiz ise durumun vehametini gözler önüne seriyor.

Eylül 2024’te ise Ulaştırma Bakanı, pandemi döneminde Sağlık Bakanlığı sisteminden tüm vatandaşlarımızın yanı sıra vefat edenlerin ve Türkiye’ye giriş çıkış yapan turistler dahil toplamda 108 milyon kişinin verilerinin sızdığını kabul etti ancak endişelenecek bir şey olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanından MİT Başkanına kadar devletin en kritik kademelerinde görev yapan insanların dahi kimlikleri ortaya saçıldı. Sayın bakana göre endişelenmemiz için daha ne olmalıydı bilmiyorum.

Bugün gelinen noktada, bu iş artık bir dolandırıcılık endüstrisine dönüşmüş durumda. Bir dolandırıcı telefonda sizi arıyor, isminizi, adresinizi, TC kimlik numaranızı ve hangi hastalıklara sahip olduğunuzu söylüyor. Vatandaş da haklı olarak “bu kadar detayı biliyorsa devlet görevlisidir” diye düşünüyor. Böylece binlerce insan dolandırıcıların ağına düşüyor.

Üstelik bu ağın kimlerin elinde olduğunu, ne zaman-ne amaçla kullanabileceklerine dair en ufak bir fikrimiz yok. Bu da endişelerimizin boyutunu artırıyor. Simsarlık yapan bu kişiler, bu bilgileri karaborsada ücret karşılığında pazarlıyor. Sosyal medyada, karanlık internet forumlarında satabiliyor. Bu tablo, hukuk devletine de, vatandaş-devlet arasındaki güven ilişkisine de zarar veriyor.

Devletin koruması gereken en kutsal şeylerden biri, vatandaşının mahremiyetidir.

Bir yandan siber vatan nutukları atarken, öte yandan vatandaşın mahremiyetine sahip çıkmaktan aciz kalmak yenilir yutulur türden bir zafiyet değildir. Vatandaşlarımızın en değerli bilgileri çalınıyor, pazarlanıyor ve simsarlık bir sektör haline geliyorsa, burada en başta devlet sorumluluk almalıdır.

Çünkü, verinin güvenliği meselesi devletin namus meselesidir!

Ve ben bugün buradan bu tehdide karşı bir çözüm önerimi paylaşmak istiyorum:

Devlet vatandaşına “senin mahremiyetin benim namusumdur” desin ve devletimiz, bir defaya mahsus olmak üzere tüm vatandaşların TC kimlik numarasını değiştirsin.

Bu değişim yapıldıktan sonra da en üst düzey güvenlik protokolleri devreye girsin, bir daha hiçbir veri sızıntısına imkan verilmesin.

Bu yapılmadığı sürece hiçbir vatandaşımız kendini güvende hissetmeyecektir. Vatandaşlarımızın devlete güvenini yeniden tesis etmenin bundan başka yolu yoktur. Aksi halde her gün yeni bir skandal, her gün yeni bir mağduriyet yaşanmaya devam edecektir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (