Davutoğlu'ndan Trump'ın İran Saldırısı ve Bölgesel Gerilime Dair Sert Eleştiriler: "Sistemik Deprem Anaforunun İçindeyiz"
Davutoğlu'ndan Trump'ın İran Saldırısı ve Bölgesel Gerilime Dair Sert Eleştiriler: "Sistemik Deprem Anaforunun İçindeyiz"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Trump'ın kararıyla İran'a karşı gerçekleştirilen ve "soykırımcı Netanyahu tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan" saldırıyı sert bir dille eleştirdi. Davutoğlu, "yakın havzalarımızda her geçen gün tırmanan gerilim ve savaş ortamı ile ilgili alınması gereken tedbirleri" de sıralayarak Ankara'ya çağrıda bulundu.
"Uluslararası Hukukun Çiğnenmesi ve Sistemik Deprem"
Çarşamba günü yapılan grup toplantısında "aklı başında her devlet adamının, her aydının, her kanaat önderinin başını iki elinin arasına alıp düşünmesi gereken olağanüstü bir kritik eşikten geçiyoruz" ifadelerini kullandığını hatırlatan Davutoğlu, "insanoğlu ya yeni bir değerler sistemi ile bütün birikimini yeni bir düzen yönünde harmanlayacak ya da zorbaların elinde büyük yıkımların yaşandığı bir kaos cehennemini yaşayacak" öngörüsünde bulundu.
Bu sabaha karşı gerçekleşen saldırının "uluslararası hukuku ve BM'in en temel ilkelerini çiğneyen ve İsrail'in soykırımına destek veren bir zorbalıktan başka bir şey olmadığını" vurgulayan Davutoğlu, Trump'ın ilk döneminde, 2017 yılı başında kaleme aldığı ve 2020'de Cambridge Üniversitesi tarafından kitap olarak yayınlanan makalesinde uluslararası düzenin "büyük bir sistemik deprem etkisine girmekte olduğunu" vurguladığını hatırlattı. Davutoğlu, "Evet artık tam ve gerçek anlamıyla büyük bir sistemik deprem anaforunun içindeyiz" diyerek içinde bulunulan durumu tanımladı.
"ABD ve İsrail Yeni Bir Sömürge Düzeni Kurmaya Çalışıyor"
Davutoğlu, başta BM olmak üzere uluslararası kurumların çatırdadığını, bölgesel yapıların çöktüğünü ve ulusal düzenlerin sarsıldığını belirtti. "Bugün bu sistemik depremin tetikleyicisi İsrail, bu depremin yıkıntıları üzerinden yeni bir sömürge düzeni kurmaya çalışan ise ABD yönetimidir" ifadelerini kullanan Davutoğlu, ABD saldırısını meşru kılabilecek herhangi bir hukuk normu olmadığını savundu. 2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD'nin bugün de benzer bir iddia ile İran'a saldırdığını belirten Davutoğlu, UAEK Direktörü Raphael Grossi'nin 12 Haziran tarihli raporunda "İran'ın nükleer silah üretme yönünde aktif ve sistematik bir veriye sahip olmadıklarını" söylemesinden bir gün sonra ve ABD-İran müzakerelerinden iki gün önce İsrail saldırısının başladığına dikkat çekti.
"Saldırının Zamanlaması ve Verilen Mesajlar"
Davutoğlu, İsrail'in İran'ın nükleer silahını engellemek için değil, ABD-İran müzakerelerini engellemek ve Gazze'de sürdürdüğü soykırımın üstünü örtmek üzere ABD'yi müdahaleye zorlamak için saldırdığını iddia etti. Bugünkü ABD saldırısının zamanlamasının da tesadüf olmadığını belirten Davutoğlu, bunun Trump yönetiminin uluslararası hukuka ve diplomatik teamüllere aykırı tek taraflı küstah tavrının yeni bir örneği olduğunu söyledi.
Saldırının İran Dışişleri Bakanı Arakçı'nın İngiltere, Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanları ile Cenevre'de yaptığı müzakerelerden iki gün sonra, İİT Dışişleri Bakanları'nın İstanbul'da yaptığı toplantıdan saatler sonra ve Salı günü Lahey'de yapılacak NATO zirvesinden iki gün önce gerçekleşmesinin bütün taraflara bir mesaj niteliği taşıdığını ifade eden Davutoğlu, Trump'ın BMGK'nin iki üyesine (İngiltere ve Fransa) ve AB'nin merkez aktörü Almanya'ya "Müzakereye de savaşa ben karar veririm; bu konuda diğer daimi üyelerinin de Avrupa'nın da kanaatleri beni bağlamaz. BM benim planlarımın onaylandığı bir tiyatrodan ibarettir" mesajını verdiğini savundu.
Davutoğlu, bu saldırının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı İİT Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın hemen aynı gecesinde yapılmasının başta ev sahibi Türkiye olmak üzere İslam Dünyasına açık bir hakaret olduğunu söyledi. NATO zirvesinden iki gün önce gerçekleşmesinin ise NATO'ya yapılan bir emrivaki olduğunu belirten Davutoğlu, "NATO'nun alacağı her karar ABD stratejik planının bir parçası olmaktan öteye geçmeyecektir" dedi.
Ankara'ya Acil Eylem Çağrısı: "Savaş Türkiye'nin Kapısındadır"
Davutoğlu, tablo karşısında Ankara'nın alması gereken tedbirleri de maddeler halinde sıraladı:
- Milli Güvenlik Stratejisinin Yenilenmesi: Son gelişmeler ışığında milli güvenlik stratejisinin yeni tehdit unsurları göz önünde bulundurularak yenilenmesi ve bütün kurumların bu stratejiye uyum sağlamak üzere bir eylem ve reform planı geliştirmesi gerektiğini belirtti.
- Savunma Sanayi Tesislerinin Korunması: İsrail-İran saldırılarından ders çıkarılarak savunma sanayi tesislerinin korunması için özel bir güvenlik yapılanması geliştirilmesini, TUSAŞ saldırısının bu konudaki zaafları ortaya koyduğunu vurguladı.
- NATO ve ABD Üslerinin Denetimi: Türkiye'deki NATO ve ikili anlaşmayla kurulan ABD üslerinin Türkiye'yi savaşta İsrail yanında konumlandıracak şekilde kullanılmasına asla izin verilmemesi, Kürecik gibi kritik tesislerin tamamıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetimine ve denetimine geçmesi gerektiğini ifade etti.
- İç Cepheyi Tahkim ve Ulusal Uzlaşı: İç cepheyi tahkim etmek ve toplumsal dayanışma psikolojisini güçlendirmek üzere adımlar atılması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, "Terörsüz Türkiye" hedefinin "Terörsüz Bölge" hedefi doğrultusunda geliştirilerek terör örgütlerinin İsrail'in ve küresel güçlerin bir koçbaşı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi, kapsamlı bir ulusal uzlaşı ve demokratikleşme eylem planı ilan edilmesi, iktidar ile muhalefet arasında diyalog zeminleri oluşturulması gerektiğini savundu.
- NATO Zirvesinde Türkiye'nin Risklerinin Anlatılması: 24 Haziran Salı günü başlayacak NATO zirvesine son derece hazırlıklı gidilmesi ve İsrail'in saldırganlığının ve tırmanan savaşın Türkiye'ye oluşturduğu güvenlik risklerinin Trump başta olmak üzere ittifak liderlerine en açık şekilde anlatılması gerektiğini belirtti.
- İsrail'e Yönelik Somut Tedbirler: Gazze soykırımının ilk günlerinde İsrail'e karşı atılmasını tavsiye ettiği ancak hükümet tarafından uygulanmayan somut tedbirlerin derhal uygulamaya konması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, Türk hava sahası ve limanlarının İsrail'e giden uçak ve gemilere tümüyle kapatılması, ticaret ve yakıt akışının tam ve mutlak anlamda kesilmesi gerektiğini söyledi.
- Bölgesel Zirve Çağrısı: Aynen 2003'te ABD'nin Irak müdahalesi öncesinde yapıldığı gibi Cumhurbaşkanı'nın bir bölge turuna çıkması gerektiğini, bu bölgesel girişimin sonunda bütün bölge ülkelerini kapsayan acil bir bölgesel zirveye öncülük edilmesi ve bölge ülkelerinin birbirlerine karşı kışkırtılmasını engelleyecek ortak bir tutum belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
- Uluslararası Geniş Katılımlı Zirve: Gazze soykırımına karşı net tavır almış farklı kıtalardan ve kültürlerden ülkelerle en kısa sürede bir zirve yapılması ve meselenin Yahudi-İslam, Batı-İslam gerilimi gibi dar kalıplardan çıkarılması gerektiğini belirtti.
- Bölgenin Nükleer Silahlardan Arındırılması: 2010 yılında nükleer program konusunda Brezilya ile birlikte uyguladıkları arabuluculuk çalışmasında olduğu gibi bölgenin bütün nükleer silahlardan arındırılması konusunda küresel bir girişim başlatılması, İsrail'in NPT sistemi dışında kalmasının bölgesel istikrar açısından oluşturduğu tehdidin başta BM olmak üzere her zeminde gündeme getirilmesi gerektiğini savundu.
- Kapsamlı Ekonomik Program: Savaşın daha da yayılması ihtimaline karşı başta gıda tedariki bağlamında tarım sektörü olmak üzere kapsamlı bir ekonomik program açıklanması; bu yıl içinde don ve kuraklıktan etkilenen ürünlerin bir gıda açığı oluşturmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, konuşmasının sonunda, "Savaşı başlatmak kolay durdurmak ise çok ama çok zordur" diyerek Ukrayna ve Gazze örneklerini verdi. "Böyle bir dönemde tarihi sorumluluklarımızı yerine getirmek, çok kutuplu bir dünyada bölgesel ve küresel dengelerde etkin roller üstlenmek bilgi, tecrübe, vizyon ve irade gerektirir" diyen Davutoğlu, "İçinde evimizin de olduğu bir mahalle yangınının ortasında piknik yapılmaz, kenarından seyredilmez. Önce evimizi sonra mahallemizi kurtaracak tedbirler alınır, mahallenin birliği korunur ve hariçten gelen kundakçılara hak ettiği cezayı verecek tavır sergilenir" ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.