( (

Davutoğlu'ndan Çift Yönlü Eleştiri: "Devlet Yönetiminde Zafiyet Var; Asıl Engel Zihniyettedir"

Gündem (Haber Merkezi) - | 03.12.2025 - 14:50, Güncelleme: 03.12.2025 - 13:50
 

Davutoğlu'ndan Çift Yönlü Eleştiri: "Devlet Yönetiminde Zafiyet Var; Asıl Engel Zihniyettedir"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü anarak başlasa da, konuşmasının ana gündemini hükümetin "devlet yönetimi zaafı" ve kritik süreçlerde yaşanan "kriz yönetimi" sorunları oluşturdu. Davutoğlu, iktidarı "faizcilerin avukatı, emekçilerin zalimi" olmakla suçladı ve çözüm sürecine dair uyarılarda bulundu.
Engelliler Günü ve Devletin Makro Bakış Açısı Davutoğlu, konuşmasının başında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne dikkat çekerek, engelli bireylerin sorunlarının tesadüf değil, devlet yönetimindeki makro bakış eksikliğinden kaynaklandığını savundu. TBMM Komisyonu: İktidarın yenilgisiyle kurulan Engelli Bireylerin Sorunları Komisyonu'nun kurulmasında emeği geçenleri tebrik etti ve bu komisyonun takibinin önemini belirtti. Sosyal Politika Eleştirisi: Engellilerle ilgili politikaların bir "lütuf" değil, "insan haklarının ayrılmaz bir unsuru" olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Maddi Yardım Vurgusu: Tekerlekli sandalyeler için devletin sadece bin Türk lirası yardım yapmasını eleştirerek, engellilere layık görülen muamelenin kaygı verici olduğunu söyledi. Ekonomi: "Sistem Çöktü ve Sosyal Fırtına Kapıda" Ekonomi yönetimini sert bir dille eleştiren Davutoğlu, makro bakışın kaybolduğunu ve toplumun bütün dengelerinin bozulduğunu belirtti. Asgari Ücret Eleştirisi: Asgari ücretin artık ortalama ücret haline geldiğini belirterek, müzakerelerin gerçek enflasyon ve refah payı eklenerek başlatılması gerektiğini savundu. Gerçek Müzakere Düzeyi: Asgari ücretin on aylık kaybının altı bin iki yüz liradan fazla olduğunu belirterek, net asgari ücret müzakerelerinin yirmi sekiz bin liradan başlaması gerektiğini söyledi ve net otuz beş bin liranın altındaki zammın kabul edilemez olduğunu ifade etti. 2016 Örneği ve Hakemlik: Kendi Başbakanlığı döneminde asgari ücrete yapılan %30 zammı örnek göstererek, o dönemde devletin işverenle farkı paylaştığını, ancak bugünkü iktidarın "faizcilerin avukatı, emekçilerin zalimi" olduğunu iddia etti. Seyyanen Zam Haksızlığı: Bütçe komisyonuna gelen teklifle üst düzey yöneticilere yapılan otuz bin liralık seyyanen zammı sertçe eleştirirken, bu zammın emeklilere ve çalışanlara yapılmamasını "Altta kalan ezilsin" sloganıyla özetlenen bir politika olarak nitelendirdi. Tarım Çöküşü: Üçüncü çeyrekte tarımdaki %12.7'lik gerilemeye dikkat çekerek, bu gerilemeyi kuraklık veya dondan ziyade, ithalat politikaları ve Mavi Tünel gibi projelerin durdurulması gibi yönetimsel ihmallere bağladı. Çözüm Süreci ve Kriz Yönetimi İkazı Konuşmasının en kritik bölümünde Davutoğlu, son günlerde yaşanan gelişmeler üzerinden çözüm sürecinin geleceğine dair önemli uyarılarda bulundu. Büyük Hayal Kırıklığı Uyarısı: Süreci yürütenlerin "tünelin ucunda nasıl bir tablo gördüklerini" milletle paylaşmaması halinde büyük bir sukut-u hayal yaşanacağını söyledi. Ketumiyet ve Şeffaflık: Kriz yönetiminde, süreci yönetenlerin ketum, halka anlatanların ise şeffaf olması gerektiğini belirtti. İmralı ziyaret tutanaklarının sızdırılmasını eleştirerek, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a seslendi: "Tutanakları açıklayın, tek bir gizli şey kalmasın. Burada şeffaflık gerekir." Dil ve Tehdit Uyarısı: Süreçle ilgili olarak kullanılan "darbe" ve ana muhalefet liderinin kullandığı "cellat" gibi ifadelerin soğukkanlılıktan uzak olduğunu vurguladı. Ayrıca Kandil’den gelen "süreç yürümezse Türkiye karanlığa gömülür" tehdit dilinin süreci öldüreceğini ve asla kullanılmaması gerektiğini ifade etti. İsrail Provokasyonu Uyarısı: Bütün siyasi liderlere çağrı yaparak, "İsrail'in oyunlarına gelmemek" ve "Türklerle Kürtleri çatıştırarak bölgenin haritasını yeniden dizayn etme oyunlarına gelmemek için" bir adım geri çekilip tekrar düşünmeleri gerektiğini söyledi. Davutoğlu, Papa ziyareti ve Barzani ziyaretinde yaşanan protokol ve koordinasyon hatalarını da eleştirerek, yaşananların devletin genel yönetim zaafından bağımsız olmadığını sözlerine ekledi. Konuşmasını, Ortadoğu halklarını barıştırmak isteyen herkesin yanında olacaklarını belirterek tamamladı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü anarak başlasa da, konuşmasının ana gündemini hükümetin "devlet yönetimi zaafı" ve kritik süreçlerde yaşanan "kriz yönetimi" sorunları oluşturdu. Davutoğlu, iktidarı "faizcilerin avukatı, emekçilerin zalimi" olmakla suçladı ve çözüm sürecine dair uyarılarda bulundu.

Engelliler Günü ve Devletin Makro Bakış Açısı

Davutoğlu, konuşmasının başında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne dikkat çekerek, engelli bireylerin sorunlarının tesadüf değil, devlet yönetimindeki makro bakış eksikliğinden kaynaklandığını savundu.

TBMM Komisyonu: İktidarın yenilgisiyle kurulan Engelli Bireylerin Sorunları Komisyonu'nun kurulmasında emeği geçenleri tebrik etti ve bu komisyonun takibinin önemini belirtti.

Sosyal Politika Eleştirisi: Engellilerle ilgili politikaların bir "lütuf" değil, "insan haklarının ayrılmaz bir unsuru" olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

Maddi Yardım Vurgusu: Tekerlekli sandalyeler için devletin sadece bin Türk lirası yardım yapmasını eleştirerek, engellilere layık görülen muamelenin kaygı verici olduğunu söyledi.

Ekonomi: "Sistem Çöktü ve Sosyal Fırtına Kapıda"

Ekonomi yönetimini sert bir dille eleştiren Davutoğlu, makro bakışın kaybolduğunu ve toplumun bütün dengelerinin bozulduğunu belirtti.

Asgari Ücret Eleştirisi: Asgari ücretin artık ortalama ücret haline geldiğini belirterek, müzakerelerin gerçek enflasyon ve refah payı eklenerek başlatılması gerektiğini savundu.

Gerçek Müzakere Düzeyi: Asgari ücretin on aylık kaybının altı bin iki yüz liradan fazla olduğunu belirterek, net asgari ücret müzakerelerinin yirmi sekiz bin liradan başlaması gerektiğini söyledi ve net otuz beş bin liranın altındaki zammın kabul edilemez olduğunu ifade etti.

2016 Örneği ve Hakemlik: Kendi Başbakanlığı döneminde asgari ücrete yapılan %30 zammı örnek göstererek, o dönemde devletin işverenle farkı paylaştığını, ancak bugünkü iktidarın "faizcilerin avukatı, emekçilerin zalimi" olduğunu iddia etti.

Seyyanen Zam Haksızlığı: Bütçe komisyonuna gelen teklifle üst düzey yöneticilere yapılan otuz bin liralık seyyanen zammı sertçe eleştirirken, bu zammın emeklilere ve çalışanlara yapılmamasını "Altta kalan ezilsin" sloganıyla özetlenen bir politika olarak nitelendirdi.

Tarım Çöküşü: Üçüncü çeyrekte tarımdaki %12.7'lik gerilemeye dikkat çekerek, bu gerilemeyi kuraklık veya dondan ziyade, ithalat politikaları ve Mavi Tünel gibi projelerin durdurulması gibi yönetimsel ihmallere bağladı.

Çözüm Süreci ve Kriz Yönetimi İkazı

Konuşmasının en kritik bölümünde Davutoğlu, son günlerde yaşanan gelişmeler üzerinden çözüm sürecinin geleceğine dair önemli uyarılarda bulundu.

Büyük Hayal Kırıklığı Uyarısı: Süreci yürütenlerin "tünelin ucunda nasıl bir tablo gördüklerini" milletle paylaşmaması halinde büyük bir sukut-u hayal yaşanacağını söyledi.

Ketumiyet ve Şeffaflık: Kriz yönetiminde, süreci yönetenlerin ketum, halka anlatanların ise şeffaf olması gerektiğini belirtti. İmralı ziyaret tutanaklarının sızdırılmasını eleştirerek, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a seslendi: "Tutanakları açıklayın, tek bir gizli şey kalmasın. Burada şeffaflık gerekir."

Dil ve Tehdit Uyarısı: Süreçle ilgili olarak kullanılan "darbe" ve ana muhalefet liderinin kullandığı "cellat" gibi ifadelerin soğukkanlılıktan uzak olduğunu vurguladı. Ayrıca Kandil’den gelen "süreç yürümezse Türkiye karanlığa gömülür" tehdit dilinin süreci öldüreceğini ve asla kullanılmaması gerektiğini ifade etti.

İsrail Provokasyonu Uyarısı: Bütün siyasi liderlere çağrı yaparak, "İsrail'in oyunlarına gelmemek" ve "Türklerle Kürtleri çatıştırarak bölgenin haritasını yeniden dizayn etme oyunlarına gelmemek için" bir adım geri çekilip tekrar düşünmeleri gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, Papa ziyareti ve Barzani ziyaretinde yaşanan protokol ve koordinasyon hatalarını da eleştirerek, yaşananların devletin genel yönetim zaafından bağımsız olmadığını sözlerine ekledi. Konuşmasını, Ortadoğu halklarını barıştırmak isteyen herkesin yanında olacaklarını belirterek tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (