Davutoğlu: "Türkiye, Yönetilen Kaostan Çıkıp Bölgesel Bir Kozmos İnşa Etmelidir"
Davutoğlu: "Türkiye, Yönetilen Kaostan Çıkıp Bölgesel Bir Kozmos İnşa Etmelidir"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin tarihi bir dönemeçten geçtiğini belirterek, Sykes-Picot düzeninin yerine "Kaosa Karşı Kozmos" adını verdiği bölgesel bütünleşme vizyonunu önerdi. Konuşmasında ayrıca, öğretmen ve kadın mağduriyetlerine dikkat çekerek ahlak devrimi çağrısı yaptı ve ülkeyi kasıp kavuran "Gıda Terörü" ve rant politikalarını sert dille eleştirdi.
Eğitimde ve Toplumsal Hayatta Ahlak Devrimi Zorunluluğu
Grup toplantısına Öğretmenler Günü ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü'ne değinerek başlayan Davutoğlu, toplumsal sorunların temelinde yatan ahlaki çöküşe dikkat çekti.
- Öğretmenlerin Çığlığı: Öğretmenler Günü'nün, atanamayan binlerce KPSS ve mülakat mağduru öğretmen adayı yüzünden "hüzün gününe" dönüştüğünü ifade etti. Atama süreçlerindeki "nepotizm ve yolsuzluk" iddialarını dile getirerek, "Bir toplum öğretmenlerine onurlu bir hayat sağlayamıyorsa... başka düşman aramayın! Toplum içten içe çöküyor demektir" uyarısında bulundu.
- Affedilmez Şiddet: Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle artan şiddet olaylarına isyan eden Davutoğlu, 2025'in "Aile Yılı" ilan edilmesine rağmen kadınların şiddete kurban verilmesini utanç verici olarak niteledi.
- "Köklü Ahlak Devrimi" Çağrısı: Bu derin toplumsal çöküşü tersine çevirmek için artık bir ahlak reformundan öte, "köklü bir ahlak devrimine" ihtiyaç olduğunu belirterek, bu devrimi gerçekleştirme kararlılığında olduklarını vurguladı.
Irak Ziyareti ve Yeni Bölgesel Paradigma: Kaosa Karşı Kozmos
Davutoğlu, son Irak ziyaretinin bölgeye yönelik emperyal hesaplar ve yeni kaotik fitneler karşısında tarihi bir misyon taşıdığını belirtti.
- Sykes-Picot Düzeni ve Tehditler: Bölgenin Gazze ve Filistin coğrafyası başta olmak üzere, küresel emperyalizm ve İsrail'in tehdidi altında olduğunu kaydetti. Sykes-Picot düzeninin yüz yılı aşkın süredir coğrafyanın doğal ritmini bozduğunu, kültürel ve ekonomik ağları (Musul-Halep, Erbil-Diyarbakır gibi) kopardığını söyledi.
- Yeni Paradigma Arayışı: Mevcut "Yönetilen Kaos" yerine "Kozmos" (Düzen ve Bütünlük) arayışını esas alan yeni bir paradigma üretilmesi gerektiğini savundu. Bu yaklaşımın, krizleri yönetmek yerine, geleceğe dair vizyon üreterek "Kürdü, Türkü, Arabı, Farsı... bütün bir coğrafya olarak" bu cendereden çıkmayı mümkün kılacağını belirtti.
- Üç Senaryo ve Çözüm: Bölgenin önündeki üç temel senaryodan, "Parçalanma (Atomizasyon)" ve "Hegemonya (Netanyahu'nun Büyük İsrail Projesi)" girişimlerinin başarısızlığa mahkûm olduğunu ifade etti. Gerçek çözümün, varolan sınırlara saygı temelinde "Jeopolitik, Jeo-ekonomik ve Jeo-kültürel Bütünleşme" olduğunu, bu yolla kalıcı barışın ve bölgesel düzenin inşa edilebileceğini vurguladı.
Uluslararası Diplomasiye Eleştiri: Kirli Pazarlıklar
Davutoğlu, Gazze ve Ukrayna savaşları üzerinden uluslararası diplomaside yaşanan karşılıklı "al-verlere dayalı Soğuk Savaş pazarlıklarına" dikkat çekerek BMGK'yı sert bir dille eleştirdi.
- BMGK Utancı: BMGK'nın daimi üyelerinin Filistin Devleti'nin varoluşunu reddeden bir planı kabul etmesini "tam bir utanç vesikası" olarak niteledi. Rusya ve ABD arasında Gazze ve Ukrayna üzerinden gerçekleştiğini iddia ettiği pazarlığın, bu iki halkı kurban etmek istediğini belirtti.
- Denge Oluşturma Çağrısı: Uluslararası düzenin kurulabilmesi için kıta ve bölge politikalarında öncü role sahip ülkelerin bir araya gelerek, BMGK daimi üyelerinin fırsatçı tutumuna karşı bir "karşı denge" oluşturması gerektiğini önerdi. Bu kapsamda, AB-İKÖ ortak zirvesi ve Filistin Devleti'ni tanıyan ülkelerle istişare mekanizması kurulması çağrısı yaptı.
Normalleşme Süreci ve İmralı Ziyareti Tartışmaları
Davutoğlu, MHP lideri Bahçeli'nin öncülük ettiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aktif katılımıyla süren normalleşme sürecinin hedefinin "Terörsüz Türkiye ve Terörden Arınmış Bölge" olması gerektiğini savundu. Ancak, süreç yönetimine yönelik eleştirilerde bulundu.
- Toplumsal Mutabakatın Önemi: Bu miladi sürecin başarılı olması için toplumsal ve siyasal mutabakatın elzem olduğunu, sorumluluğun en fazla iktidar kanadında bulunduğunu belirtti.
- "İmralı Sancısı" ve Yönetim Krizi: Sürecin, yasal hazırlıklar yerine neredeyse tamamen "İmralı ziyaretine indirgenmesini" eleştirdi. Bu durumun bir krize yol açtığını ifade ederek, CHP'nin komisyona katılmama ihtimali ortaya çıktığında çözüm olarak Öcalan'ın SEGBİS üzerinden komisyonun tümüne ve topluma hitap etmesi teklifini getirdiğini hatırlattı.
- Mesajın Niteliği: Öcalan'ın SEGBİS ile, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünü", "demokratik bir düzen inşa etme" niyetini ve "bölgedeki Kürtlere Türkiye ile birlikte hareket etme" çağrısı gibi kritik mesajları vermesi gerektiğini savundu.
- Muhalefete Çağrı ve Risk Alma: Ana muhalefet partisine geçmiş tartışmaları bırakarak sürece aktif katkı yapmaya devam etmesi çağrısında bulundu. Süreçte risk almanın zorunlu olduğunu belirterek, "Mesele risk ise en büyük riski alan sayın Bahçeli değil midir?" diye sordu ve kendisini tebrik etti.
Ekonomik Kriz ve "Gıda Terörü": Rantçıların İflası
Konuşmasının sonunda halkın ekonomik sorunlarına değinen Davutoğlu, ülkeyi kasıp kavuran yeni bir terör türü olarak "Gıda Terörü" tanımını kullandı.
- Gıda Terörü ve Çöküş: Ülkenin dört bir yanından gelen zehirlenme haberlerini "Gıda Terörü" olarak adlandırdı. Sistemdeki çöküşün, referans değerlerin yok edilmesi, denetimsizlik ve kurumların refleks kabiliyetini kaybetmesinden kaynaklandığını belirtti.
- Fiyat Artışı ve Rant Çılgınlığı: Kötü ekonomi yönetimi ve "rant çılgınlığı" nedeniyle et fiyatlarının fahiş seviyelere ulaştığını, 5 yılda kıymanın fiyatının 12, koyun etinin ise 26 kat arttığını kaydetti.
- İthalat Lobisi Eleştirisi: Ülkenin parasının çiftçi yerine Canlı Et İthalat Lobisi'ne aktığını, bu lobinin ve gıda baronlarının kayrılmasıyla yerli hayvancılığın mezara gömüldüğünü iddia etti. Bu durumu, "ülkenin hazinesine, milletin emanetine çöreklenmek" olarak niteledi.
- Çözüm: Kurumsal Devrim: Çözümün, halkın içinde yaşayan ehil ve ahlaklı kadroların işbaşına gelmesinde olduğunu belirterek, önce ahlak, sonra hukuk ve sosyal adalet, nihayetinde ise kurumsal devrim olmak üzere bir dizi devrim gerçekleştireceklerini vadetti.
Davutoğlu, konuşmasını bu süreçte elini ve gövdesini kayaların altına koyarak sonuna kadar mücadele edeceğine dair söz vererek tamamladı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

