( (
GÖKMEN
Köşe Yazarı
GÖKMEN
 

Hadi Hayırlısı…( 1 )

Hadi Hayırlısı…( 1 ) 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri Türkiye’de tam anlamıyla bir kaos sürecini beraberinde getirdi demek belki abartılı bir yaklaşım olur.  Ancak bu sürece kaos süreci demekten daha ziyade, belirsizlik süreci demek daha doğru olur. Bilakis bu sürece zannımca muhasebe, yenilenme veya diriliş süreci diye tanımlamanın daha tatmin edeceği olduğu kanaatini taşıyorum. Hemen baştan ifade edeyim ki; ben 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde yazdığım yazılardaki öngörümün, seçim sonuçları ile birebir örtüşmediğini gördüm. Özellikle MHP ve HDP konusunda tabirimi maruz görün; tam anlamıyla çuvalladım. Tabi ki, bu konuda CHP ile HDP’nin gizli ittifakı ve MHP’nin Çözüm Süreci konusundaki yaklaşımlarının toplumdan bu kadar karşılık bulacağını öngöremediğim hususu da olayın bir başka boyutu. 1Kasım 2015 Genel Seçimlerine giderken seçmenin öncelikle partilerin seçim beyannamelerine (bildirgelerine) bakmayacağını düşünüyorum. Öyleyse seçmen neye bakacak: Bana göre seçmen; a-          Partilerin, genel anlamda siyasi çizgisine bakacak b-          Partilerin, söylem ve eylemlerine bakacak c-           Partilerin, ülkenin karşı karşıya olduğu problemleri çözme konusundaki iradesine bakacak d-          Partilerin genel başkanının etik değerleri konusundaki hassasiyetlerine bakacak e-          Adayların kendi düşünce ve dünya görüşü ile uyuşup uyuşmadığına bakacak f-           Adayların parti misyon ve vizyonu ile örtüşüp örtüşmediğine bakacak. g-          Partilerin siyasal anlamda, ekonomik anlamda, hukuki ve sosyal anlamda topluma ne verip ne vermeyeceğine bakacak h-          Ülkenin siyasi ve fiziki sınırları konusundaki partilerin genel yaklaşımlarına bakacak i-            Tabi ki de bazı seçmenler partilerin kimlik ve ideolojilerine bakacak. j-            Sanırım en son, partilerin seçim beyannamelerine bakacak. Partilerin seçim bildirgelerine baktığımız zaman öne çıkan en önemli plan ve projenin ekonomik alanda olduğu ortaya çıkıyor. Ak Partinin seçim beyannamesinde, en çok başarılı olduğunu iddia ettiği bir konuda bu kadar toplumun geniş kesimlerini hedef alan programlar öngörmesi bence manidar. Gerçekten de rakamlar bazında baktığımız zaman; Enflasyonun çift haneli rakamlardan (%60’lardan) tek haneli rakamlara inmesi (%6 ile %9) İMF ye olan yaklaşık 23 milyar dolar borcun sıfırlanması KEY ödemelerinin hak sahiplerine geri iadesi İşsizliğin Batı ülkelerindeki rakamların çok altına (% 8-%10) inmesi Dış borcun Milli gelire oran itibari ile çok çok azalması İhracaatın ithalatı karşılama oranının iyileşme yönünde ivme kazanması Günlük faizlerin, reponun devlet bono ve tahvillerinin inanılmaz derecede toplum yararına iyileşme göstermesi Büyümenin dünyadaki bütün olumsuz gelişmelere rağmen % 4 ‘lerin altına düşmemesi Bütün bunlara diğer siyasi partilerin çok fazla bir eleştiri getiremediklerini görüyoruz. O zaman niçin insanların ekonomik anlamda bir itirazları var sorusuna gelince. Zannedersem insanların en büyük itirazlarından birisi, bunca büyümeye rağmen geniş toplum kesimlerinin büyüme oranında milli gelirden pay alamadıkları meselesi. Bence Ak Parti’nin en çok eleştirilmesi gereken noktası budur diye düşünüyorum. Çünkü ülkenin elit takımı ( ki bu kesim Ak Partinin siyasal ve sosyal politikalarına da karşı) Ak Parti iktidarları döneminde servetlerine servet kattı. Ancak geniş halk kitleleri bu paydan yeterince istifade edemediler. Görüyorum ki, Ak Parti de bu konudaki yanlışını görmüş ve seçim beyannamesine bu konudaki iyileştirme plan ve programları eklemiştir. Mesela asgari ücretin 1300 TL olması, iş kuracak gençlere hibe ve faizsiz kredi olanaklarının sağlanması gibi… Ben bu yaklaşımı son derece sağlıklı ve olumlu bir adım olarak değerlendiriyor ve bu gibi programlarla Ak Partinin geniş halk kitlelerini bir nebze olsun tatmin edeceğini düşünüyorum. Bence 1 Kasım Seçim sonuçlarını en ciddi etkiyecek hususlardan birisi de partilerin terör ve şiddet konusundaki tutumları olacaktır. HDP söylem ve eylemleri kendi tabanından nasıl bir tepki alacak, doğrusu ben merak ediyorum. Kanaatime göre HDP Güney Doğu Bölgesi oylarına koymuş olduğu ambargoyu bundan böyle koyamayacak. Çözüm süreci denklemindeki sindirme ve hatta kendi siyasi mülahazaları dışında kalanlarına karşı uyguladığı asimile ve emperyal yaklaşımları sürdüremeyecektir. Benim öngörüm (bu bir yok sayma değil) HDP’nin baraj altında kalarak boğulacağı ve işlemiş olduğu siyasi ve sosyal cinayetlerin hesabını vereceği bir sürece doğru evrileceğidir.  Zira terör ve şiddeti her fırsatta destekleyenlerin, aynı ile karşılık bulması mukadderdir. Bu ‘su testisi suyolunda kırılır’ ata sözünü gerçekleyen bir tutumdur. Yine ayrıca seçim sonuçlarını en çok etkileyecek hususlardan biri de 7 Haziran ile 1 Kasım sürecinde partilerin takındığı siyasal ve sosyal yaklaşımlardır. Koalisyon görüşmelerindeki tutum, seçim hükümeti konusundaki tutum, uzlaşı konusundaki tutum. Özellikle Tuğrul TÜRKEŞ’ in siyasi tercihi seçmen bazında bakalım nasıl karşılık bulacak samimiyetimle söylüyorum, benim de merak ettiğim konulardan birisidir.  (Devam Edecek) 
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2015 - Çarşamba
GÖKMEN

Hadi Hayırlısı…( 1 )

Hadi Hayırlısı…( 1 )


7 Haziran 2015 Genel Seçimleri Türkiye’de tam anlamıyla bir kaos sürecini beraberinde getirdi demek belki abartılı bir yaklaşım olur. 


Ancak bu sürece kaos süreci demekten daha ziyade, belirsizlik süreci demek daha doğru olur. Bilakis bu sürece zannımca muhasebe, yenilenme veya diriliş süreci diye tanımlamanın daha tatmin edeceği olduğu kanaatini taşıyorum.


Hemen baştan ifade edeyim ki; ben 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde yazdığım yazılardaki öngörümün, seçim sonuçları ile birebir örtüşmediğini gördüm. Özellikle MHP ve HDP konusunda tabirimi maruz görün; tam anlamıyla çuvalladım. Tabi ki, bu konuda CHP ile HDP’nin gizli ittifakı ve MHP’nin Çözüm Süreci konusundaki yaklaşımlarının toplumdan bu kadar karşılık bulacağını öngöremediğim hususu da olayın bir başka boyutu.


1Kasım 2015 Genel Seçimlerine giderken seçmenin öncelikle partilerin seçim beyannamelerine (bildirgelerine) bakmayacağını düşünüyorum. Öyleyse seçmen neye bakacak: Bana göre seçmen;


a-          Partilerin, genel anlamda siyasi çizgisine bakacak


b-          Partilerin, söylem ve eylemlerine bakacak


c-           Partilerin, ülkenin karşı karşıya olduğu problemleri çözme konusundaki iradesine bakacak


d-          Partilerin genel başkanının etik değerleri konusundaki hassasiyetlerine bakacak


e-          Adayların kendi düşünce ve dünya görüşü ile uyuşup uyuşmadığına bakacak


f-           Adayların parti misyon ve vizyonu ile örtüşüp örtüşmediğine bakacak.


g-          Partilerin siyasal anlamda, ekonomik anlamda, hukuki ve sosyal anlamda topluma ne verip ne vermeyeceğine bakacak


h-          Ülkenin siyasi ve fiziki sınırları konusundaki partilerin genel yaklaşımlarına bakacak


i-            Tabi ki de bazı seçmenler partilerin kimlik ve ideolojilerine bakacak.


j-            Sanırım en son, partilerin seçim beyannamelerine bakacak.


Partilerin seçim bildirgelerine baktığımız zaman öne çıkan en önemli plan ve projenin ekonomik alanda olduğu ortaya çıkıyor. Ak Partinin seçim beyannamesinde, en çok başarılı olduğunu iddia ettiği bir konuda bu kadar toplumun geniş kesimlerini hedef alan programlar öngörmesi bence manidar. Gerçekten de rakamlar bazında baktığımız zaman;


Enflasyonun çift haneli rakamlardan (%60’lardan) tek haneli rakamlara inmesi (%6 ile %9)


İMF ye olan yaklaşık 23 milyar dolar borcun sıfırlanması


KEY ödemelerinin hak sahiplerine geri iadesi


İşsizliğin Batı ülkelerindeki rakamların çok altına (% 8-%10) inmesi


Dış borcun Milli gelire oran itibari ile çok çok azalması


İhracaatın ithalatı karşılama oranının iyileşme yönünde ivme kazanması


Günlük faizlerin, reponun devlet bono ve tahvillerinin inanılmaz derecede toplum yararına iyileşme göstermesi


Büyümenin dünyadaki bütün olumsuz gelişmelere rağmen % 4 ‘lerin altına düşmemesi


Bütün bunlara diğer siyasi partilerin çok fazla bir eleştiri getiremediklerini görüyoruz.


O zaman niçin insanların ekonomik anlamda bir itirazları var sorusuna gelince.


Zannedersem insanların en büyük itirazlarından birisi, bunca büyümeye rağmen geniş toplum kesimlerinin büyüme oranında milli gelirden pay alamadıkları meselesi. Bence Ak Parti’nin en çok eleştirilmesi gereken noktası budur diye düşünüyorum. Çünkü ülkenin elit takımı ( ki bu kesim Ak Partinin siyasal ve sosyal politikalarına da karşı) Ak Parti iktidarları döneminde servetlerine servet kattı. Ancak geniş halk kitleleri bu paydan yeterince istifade edemediler.


Görüyorum ki, Ak Parti de bu konudaki yanlışını görmüş ve seçim beyannamesine bu konudaki iyileştirme plan ve programları eklemiştir. Mesela asgari ücretin 1300 TL olması, iş kuracak gençlere hibe ve faizsiz kredi olanaklarının sağlanması gibi… Ben bu yaklaşımı son derece sağlıklı ve olumlu bir adım olarak değerlendiriyor ve bu gibi programlarla Ak Partinin geniş halk kitlelerini bir nebze olsun tatmin edeceğini düşünüyorum.


Bence 1 Kasım Seçim sonuçlarını en ciddi etkiyecek hususlardan birisi de partilerin terör ve şiddet konusundaki tutumları olacaktır. HDP söylem ve eylemleri kendi tabanından nasıl bir tepki alacak, doğrusu ben merak ediyorum. Kanaatime göre HDP Güney Doğu Bölgesi oylarına koymuş olduğu ambargoyu bundan böyle koyamayacak. Çözüm süreci denklemindeki sindirme ve hatta kendi siyasi mülahazaları dışında kalanlarına karşı uyguladığı asimile ve emperyal yaklaşımları sürdüremeyecektir. Benim öngörüm (bu bir yok sayma değil) HDP’nin baraj altında kalarak boğulacağı ve işlemiş olduğu siyasi ve sosyal cinayetlerin hesabını vereceği bir sürece doğru evrileceğidir.


 Zira terör ve şiddeti her fırsatta destekleyenlerin, aynı ile karşılık bulması mukadderdir. Bu ‘su testisi suyolunda kırılır’ ata sözünü gerçekleyen bir tutumdur.


Yine ayrıca seçim sonuçlarını en çok etkileyecek hususlardan biri de 7 Haziran ile 1 Kasım sürecinde partilerin takındığı siyasal ve sosyal yaklaşımlardır. Koalisyon görüşmelerindeki tutum, seçim hükümeti konusundaki tutum, uzlaşı konusundaki tutum. Özellikle Tuğrul TÜRKEŞ’ in siyasi tercihi seçmen bazında bakalım nasıl karşılık bulacak samimiyetimle söylüyorum, benim de merak ettiğim konulardan birisidir.  (Devam Edecek) 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (