( (

Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Osman Başaran: Hani Biz Teknoloji ve İletişim Çağındaydık”

Gündem 09.03.2021 - 22:01, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Osman Başaran: Hani Biz Teknoloji ve İletişim Çağındaydık”

Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Osman Başaran ve Sosyal Politikalar Başkanı Ferudun Ünal yayımladıkları basın bildirisi ile “Sağır ve Dilsiz Vatandaşların Sorunlarını ve Çözüm Önerilerini” kamuoyu ile paylaştılar.
Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Başaran şu açıklamalarda bulundu: “Ülkemizde 300-350 bin civarında sağır ve dilsiz vatandaşımız var. Fiziksel anlamda dezavantajlı olan bu vatandaşlarımızın maalesef pek çok da sorunu var. “ASLINDA AT İLE DEVE DE DEĞİL” Yukarıda da belirttiğim gibi sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın pek çok sorunu var. Birazdan sadece bazılarını paylaşacağım bu sorunları okuduğunuz zaman eminim sizde “hakikaten at ile deve değil” diyeceksiniz. Mesela her şeyden önce bu vatandaşlarımıza nasıl hitap etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Özürlü, engelli hele de “Tat & Ahraz” gibi ifadeler bu kardeşlerimizi rencide ediyor. Dolayısıyla doğru olan “Sağır ve Dilsiz” ifadesini kullanmak gerekiyor. Ve tabîki başta ifade şeklimiz olmak üzere bu vatandaşlarımıza karşı son derece duyarlı ve anlayışlı olmalıyız. Sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın en önemli sorunlarından birisi “anlaşılamamak ve anlaşamamak” Bu olumsuzluk bertaraf edilirse bu kardeşlerimizin yaşam standartları çok yükselecek. Başta hastane, karakol gibi kamu kurumları olmak üzere hemen her yerde iletişim problemi yaşıyorlar maalesef. Hastaneye gittikleri zaman sağlık problemlerini anlatamadıkları için yanlış teşhis, yanlış ilaç ve yanlış tedaviye maruz kalan vatandaşlarımız var. Yanlış ilaç nedeniyle hayatını kaybeden sağır ve dilsiz vatandaşımız var. Herhangi bir sebeple karakola gitmeleri halinde saatlerce tercüman gelmesini bekliyorlar. Tabi karakol, banka, noter vb hassas yerlerde dışardan getirilen tercümanların ne kadar güvenilir olduğu da ayrı bir tartışma konusu. (Bu konuda kamuoyunda CODA (Children Of Deaf Adults) olarak bilinen ebeveyni sağır ve dilsiz olan ama kendisi iki dil ve iki kültür ile yaşayan çocuklara öncelik verilmelidir.) Hepimizin kabul ettiği bir gerçek var: “Eğitim Şart” İşte tam da bu noktada sağır ve dilsiz vatandaşlarımız eğitim konusunda da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Özel durumları olan bu vatandaşlarımız okul ve eğitmen eksikliklerinin giderilmesini arzu ediyorlar. Okul sayısı çok yetersiz ve okula ulaşmakta büyük güçlük yaşanıyor. Branş öğretmeni yetersizliği ve müfredat eksiliği de cabası. “HANİ BİZ TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM ÇAĞINDAYDIK” Teknoloji, doğru kullanıldığı sürece, hepimiz için çok önemli ve çok değerli. Ama sağır ve dilsiz kardeşlerimiz için daha farklı bir öneme sahip. Gelişen teknoloji sayesinde artık hayatımızda “görüntülü görüşme” diye bir kavram var. Görüntülü konuşma sayesinde sağır ve dilsiz kardeşlerimiz uzaktaki tanıdıkları ile iletişim kurabilir hale geldiler. Muhakkak ki sağır ve dilsiz kardeşlerimiz de dahil hepimiz hayatımızı idame ettirmek için çalışmak zorundayız. Zaten işsizlik ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi hal böyle olunca bu vatandaşlarımızın iş hayatına katılabilmesi neredeyse mucize gibi. Maalesef istihdam olanakları çok yetersiz ve bu durum sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın sosyal hayata dahil olmasına da mani oluyor. Başta da belirttiğim gibi sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın çok sayıda ve son derece ciddi sorunları var ama bu sorunları gidermek inanın zor değil. Duyarlı olmaya hükümetimiz ve yöneticilerimizden başlamalıyız. Çok sayıda kamu spotu hazırlayarak bu vatandaşlarımıza ve onların hassasiyetlerine dikkat çekebiliriz. Mesela belediyelerin uhdesinde yer alan billboardları şahsi reklam aracı olarak kullanmak yerine bu ve buna benzer sosyal konulara dikkat çekmek için kullansak pek! güzel olacağı kanaatindeyim. İşaret dili öğrenmek ve kullanmak mutlaka teşvik edilmeli. Bu sayede sağır ve dilsiz vatandaşlarımız daha kolay iletişim kurabilecektir.  Adliye, karakol, hastane, sağlık ocağı vb yerlerde ya sürekli tercüman bulundurulmalı ya da işaret dili bilen personel istihdam edilmelidir. Eğitim sıkıntılarını gidermek için okul sayısı arttırılmalı, eğitmen ve müfredat eksikleri acilen giderilmelidir. Sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın internet kullanımı kolaylaştırılmalı, minimum 5 GB ücretsiz internet hakkı sağlanmalı ve limit aşım ücretleri minimum seviyede tutulmalıdır. Son olarak özel durumu olan bu kardeşlerimizin iş hayatına katılması sağlanmalıdır. Başta kamu olmak üzere özel sektör de bu konuda özendirilmeli; özel sektörde istihdam edilecek personellerle ilgili ssk prim muafiyeti, ücretlere devlet katkısı gibi teşvikler hayata geçirilmelidir. Zaten bu vatandaşlarımızın kamuda ciddi tercüman sıkıntısı var, resmi dairelerde tercüman olarak istihdam edilmeleri sağlanmalıdır.”   “İŞARET DİLİ DERS OLARAK OKUTULMALI” Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Teşkilatı Sosyal Politikalar Başkanı Ferudun Ünal, teşkilat olarak “İşaret Dilinin Okullarda Seçmeli Ders Olarak Müfredata Eklenmesi Gerektiğini Düşünüyoruz” dedi ve ekledi: “İşaret dilini öğrenmek çok zor değil. 120 saatlik bir eğitim ile iyi seviyede iletişim sağlamak mümkün. Ne kadar çok kişi işaret dili öğrenirse sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın anlaşılamama ve anlaşamama problemi ciddi manada azalacaktır. İşe alımlarda işaret dili biliyor olmak bir pozitif ayrımcılık sayılmalıdır. Biz de teşkilat olarak hem bu konuda bir farkındalık oluşturmak hem de sağır ve dilsiz vatandaşlarımızla daha rahat iletişim kurabilmek ve yaşam kalitelerini arttırabilmek için işaret dili öğrenmeye karar verdik. Yönetim kurulumuz, kadın ve gençlik kollarımız, mahalle başkanlarımız, mahalle yönetimlerimiz ve gönüllülerimizle birlikte işaret dili eğitimi alacağız” diyerek sözlerini tamamladı. 
Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Osman Başaran ve Sosyal Politikalar Başkanı Ferudun Ünal yayımladıkları basın bildirisi ile “Sağır ve Dilsiz Vatandaşların Sorunlarını ve Çözüm Önerilerini” kamuoyu ile paylaştılar.

Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Başaran şu açıklamalarda bulundu: “Ülkemizde 300-350 bin civarında sağır ve dilsiz vatandaşımız var. Fiziksel anlamda dezavantajlı olan bu vatandaşlarımızın maalesef pek çok da sorunu var.

“ASLINDA AT İLE DEVE DE DEĞİL”

Yukarıda da belirttiğim gibi sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın pek çok sorunu var. Birazdan sadece bazılarını paylaşacağım bu sorunları okuduğunuz zaman eminim sizde “hakikaten at ile deve değil” diyeceksiniz. Mesela her şeyden önce bu vatandaşlarımıza nasıl hitap etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Özürlü, engelli hele de “Tat & Ahraz” gibi ifadeler bu kardeşlerimizi rencide ediyor. Dolayısıyla doğru olan “Sağır ve Dilsiz” ifadesini kullanmak gerekiyor. Ve tabîki başta ifade şeklimiz olmak üzere bu vatandaşlarımıza karşı son derece duyarlı ve anlayışlı olmalıyız.

Sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın en önemli sorunlarından birisi “anlaşılamamak ve anlaşamamak” Bu olumsuzluk bertaraf edilirse bu kardeşlerimizin yaşam standartları çok yükselecek. Başta hastane, karakol gibi kamu kurumları olmak üzere hemen her yerde iletişim problemi yaşıyorlar maalesef. Hastaneye gittikleri zaman sağlık problemlerini anlatamadıkları için yanlış teşhis, yanlış ilaç ve yanlış tedaviye maruz kalan vatandaşlarımız var. Yanlış ilaç nedeniyle hayatını kaybeden sağır ve dilsiz vatandaşımız var. Herhangi bir sebeple karakola gitmeleri halinde saatlerce tercüman gelmesini bekliyorlar. Tabi karakol, banka, noter vb hassas yerlerde dışardan getirilen tercümanların ne kadar güvenilir olduğu da ayrı bir tartışma konusu. (Bu konuda kamuoyunda CODA (Children Of Deaf Adults) olarak bilinen ebeveyni sağır ve dilsiz olan ama kendisi iki dil ve iki kültür ile yaşayan çocuklara öncelik verilmelidir.)

Hepimizin kabul ettiği bir gerçek var: “Eğitim Şart” İşte tam da bu noktada sağır ve dilsiz vatandaşlarımız eğitim konusunda da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Özel durumları olan bu vatandaşlarımız okul ve eğitmen eksikliklerinin giderilmesini arzu ediyorlar. Okul sayısı çok yetersiz ve okula ulaşmakta büyük güçlük yaşanıyor. Branş öğretmeni yetersizliği ve müfredat eksiliği de cabası.

“HANİ BİZ TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM ÇAĞINDAYDIK”

Teknoloji, doğru kullanıldığı sürece, hepimiz için çok önemli ve çok değerli. Ama sağır ve dilsiz kardeşlerimiz için daha farklı bir öneme sahip. Gelişen teknoloji sayesinde artık hayatımızda “görüntülü görüşme” diye bir kavram var. Görüntülü konuşma sayesinde sağır ve dilsiz kardeşlerimiz uzaktaki tanıdıkları ile iletişim kurabilir hale geldiler.

Muhakkak ki sağır ve dilsiz kardeşlerimiz de dahil hepimiz hayatımızı idame ettirmek için çalışmak zorundayız. Zaten işsizlik ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi hal böyle olunca bu vatandaşlarımızın iş hayatına katılabilmesi neredeyse mucize gibi. Maalesef istihdam olanakları çok yetersiz ve bu durum sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın sosyal hayata dahil olmasına da mani oluyor.

Başta da belirttiğim gibi sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın çok sayıda ve son derece ciddi sorunları var ama bu sorunları gidermek inanın zor değil. Duyarlı olmaya hükümetimiz ve yöneticilerimizden başlamalıyız. Çok sayıda kamu spotu hazırlayarak bu vatandaşlarımıza ve onların hassasiyetlerine dikkat çekebiliriz. Mesela belediyelerin uhdesinde yer alan billboardları şahsi reklam aracı olarak kullanmak yerine bu ve buna benzer sosyal konulara dikkat çekmek için kullansak pek! güzel olacağı kanaatindeyim. İşaret dili öğrenmek ve kullanmak mutlaka teşvik edilmeli. Bu sayede sağır ve dilsiz vatandaşlarımız daha kolay iletişim kurabilecektir.  Adliye, karakol, hastane, sağlık ocağı vb yerlerde ya sürekli tercüman bulundurulmalı ya da işaret dili bilen personel istihdam edilmelidir. Eğitim sıkıntılarını gidermek için okul sayısı arttırılmalı, eğitmen ve müfredat eksikleri acilen giderilmelidir. Sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın internet kullanımı kolaylaştırılmalı, minimum 5 GB ücretsiz internet hakkı sağlanmalı ve limit aşım ücretleri minimum seviyede tutulmalıdır. Son olarak özel durumu olan bu kardeşlerimizin iş hayatına katılması sağlanmalıdır. Başta kamu olmak üzere özel sektör de bu konuda özendirilmeli; özel sektörde istihdam edilecek personellerle ilgili ssk prim muafiyeti, ücretlere devlet katkısı gibi teşvikler hayata geçirilmelidir. Zaten bu vatandaşlarımızın kamuda ciddi tercüman sıkıntısı var, resmi dairelerde tercüman olarak istihdam edilmeleri sağlanmalıdır.”  

“İŞARET DİLİ DERS OLARAK OKUTULMALI”

Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Teşkilatı Sosyal Politikalar Başkanı Ferudun Ünal, teşkilat olarak “İşaret Dilinin Okullarda Seçmeli Ders Olarak Müfredata Eklenmesi Gerektiğini Düşünüyoruz” dedi ve ekledi: “İşaret dilini öğrenmek çok zor değil. 120 saatlik bir eğitim ile iyi seviyede iletişim sağlamak mümkün. Ne kadar çok kişi işaret dili öğrenirse sağır ve dilsiz vatandaşlarımızın anlaşılamama ve anlaşamama problemi ciddi manada azalacaktır. İşe alımlarda işaret dili biliyor olmak bir pozitif ayrımcılık sayılmalıdır. Biz de teşkilat olarak hem bu konuda bir farkındalık oluşturmak hem de sağır ve dilsiz vatandaşlarımızla daha rahat iletişim kurabilmek ve yaşam kalitelerini arttırabilmek için işaret dili öğrenmeye karar verdik. Yönetim kurulumuz, kadın ve gençlik kollarımız, mahalle başkanlarımız, mahalle yönetimlerimiz ve gönüllülerimizle birlikte işaret dili eğitimi alacağız” diyerek sözlerini tamamladı. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (