( (

Dava Zamanaşımı Kaldırılsın

Gündem 06.12.2020 - 20:25, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Dava Zamanaşımı Kaldırılsın

Faili tespit edilemeyen cinayetlerde dava zamanaşımı süresinin işlememesine yönelik kanun teklifini meclis gündemine taşıyan MHP Konya Milletvekili Esin Kara, “Hukuk bilimi, zamanı bazen düzenleyici bir unsur olarak kabul etmiştir bazen de onun fizikî, sosyal ve psikolojik etkisini, maddî bir gerçeklik kabul ederek ona hukuki neticeler bağlamıştır. Zamanaşımı da, bu hukuki neticelerden biridir. Devlet, yargılama ve cezalandırma hakkını, belli bir müddetin geçmesi üzerine kullanmaktan vazgeçmektedir.
Kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle dava ve cezanın düşmesini ifade eden zamanaşımı, dava ve ceza zamanaşımı şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır. Kanunlarda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra, kamu davası açılamaz; açılmış olsa dahi dava zamanaşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemez. Zira burada, dava zamanaşımının gerçekleşmiş olması engel neden oluşturmaktadır. Buna karşılık kesinleşmiş bir karar, kanunda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra infaz edilemez. Burada yerine getirmeye (infaza) engel neden ise, ceza zamanaşımının gerçekleşmiş olmasıdır. Dava zamanaşımı, ceza zamanaşımından daha kısadır.” dedi. ZAMANAŞIMI KAMU VİCDANINI YARALAMAKTADIR Zamanaşımına tabi olan ve olacak cinayet davaları içerisinde bazıları var ki kamu vicdanını yaralamaktadır diyen Kara şöyle konuştu; “Bunlardan ilki Çağla Tuğaltay’ın vakasıdır. Çağla 15 yaşındayken evlerinde boğazı kesilerek öldürüldü. Tam 20 yıl önce abisi İlker Tuğaltay'ın odasında ölü halde bulundu. Çağla'nın tırnaklarındaki deri ve tüy artıklarından DNA'sı tespit edilen katilin kimliği belirlenemediği için cinayetin dosyası faili meçhul kaldı. Bir başka cinayette İzmir'de 22 yıl önce dayısı İ.H.A. tarafından boğularak öldürülen Aynur T.  Aynur T.‘nin cesedi babası F.T., annesi M.T. ve dayısı tarafından Bayraklı'daki evlerinin önüne gömüldü. Ceset 2 yıl sonra ailenin evden taşınması nedeniyle gömüldüğü yerden çıkarılarak, kemikleri bir koliye konup Çiğli'deki evlerinin kilerinde saklandı. Aile, burada 7 yıl saklandıktan sonra Menemen'e taşınınca, kemik dolu koliyi de yanlarında taşıdı. Yaklaşık 6 ay önce BİMER'e gelen kayıp ihbarı üzerine araştırma yapan İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, cinayeti çözerken, genç kadının dayısı İ.H.A., babası F.T. ve annesi M.T. cinayeti itiraf etti. Aynur T.'nin kemikleri ise ailenin kaldığı evin kilerinde bir koli içerisinde bulundu. Mahkeme heyeti, zaman aşımının süresi dolduğu için sanıklar hakkındaki kamu davasının ayrı ayrı düşürülmesine karar verdi”. Dedi. SORUNLARA KALICI ÇÖZÜM OLMALI Yasanın bir an evvel kabul görmesini beklediklerini belirten Kara, “Kamu vicdanını yaralayan bu örneklerde olduğu gibi daha birçok sıfır delilli cinayet davasında dava zamanaşımı süresinin olmaması, maktulün 1. Dereceden akrabası olan bir kişinin başvurusu üzerine dava süresinin süresiz olarak uzatılması, kaybedilen bir canın bir asır geçmiş olsa dahi hakkını arama imkanının olması, suçlunun her an cezalandırılma korkusunu vicdani bir yük olarak hmesi ve hayatını sürdürememesi olması gerekendir.” dedi.
Faili tespit edilemeyen cinayetlerde dava zamanaşımı süresinin işlememesine yönelik kanun teklifini meclis gündemine taşıyan MHP Konya Milletvekili Esin Kara, “Hukuk bilimi, zamanı bazen düzenleyici bir unsur olarak kabul etmiştir bazen de onun fizikî, sosyal ve psikolojik etkisini, maddî bir gerçeklik kabul ederek ona hukuki neticeler bağlamıştır. Zamanaşımı da, bu hukuki neticelerden biridir. Devlet, yargılama ve cezalandırma hakkını, belli bir müddetin geçmesi üzerine kullanmaktan vazgeçmektedir.

Kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle dava ve cezanın düşmesini ifade eden zamanaşımı, dava ve ceza zamanaşımı şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır. Kanunlarda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra, kamu davası açılamaz; açılmış olsa dahi dava zamanaşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemez. Zira burada, dava zamanaşımının gerçekleşmiş olması engel neden oluşturmaktadır. Buna karşılık kesinleşmiş bir karar, kanunda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra infaz edilemez. Burada yerine getirmeye (infaza) engel neden ise, ceza zamanaşımının gerçekleşmiş olmasıdır. Dava zamanaşımı, ceza zamanaşımından daha kısadır.” dedi.

ZAMANAŞIMI KAMU VİCDANINI YARALAMAKTADIR

Zamanaşımına tabi olan ve olacak cinayet davaları içerisinde bazıları var ki kamu vicdanını yaralamaktadır diyen Kara şöyle konuştu; “Bunlardan ilki Çağla Tuğaltay’ın vakasıdır. Çağla 15 yaşındayken evlerinde boğazı kesilerek öldürüldü. Tam 20 yıl önce abisi İlker Tuğaltay'ın odasında ölü halde bulundu. Çağla'nın tırnaklarındaki deri ve tüy artıklarından DNA'sı tespit edilen katilin kimliği belirlenemediği için cinayetin dosyası faili meçhul kaldı.

Bir başka cinayette İzmir'de 22 yıl önce dayısı İ.H.A. tarafından boğularak öldürülen Aynur T.

 Aynur T.‘nin cesedi babası F.T., annesi M.T. ve dayısı tarafından Bayraklı'daki evlerinin önüne gömüldü. Ceset 2 yıl sonra ailenin evden taşınması nedeniyle gömüldüğü yerden çıkarılarak, kemikleri bir koliye konup Çiğli'deki evlerinin kilerinde saklandı. Aile, burada 7 yıl saklandıktan sonra Menemen'e taşınınca, kemik dolu koliyi de yanlarında taşıdı. Yaklaşık 6 ay önce BİMER'e gelen kayıp ihbarı üzerine araştırma yapan İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, cinayeti çözerken, genç kadının dayısı İ.H.A., babası F.T. ve annesi M.T. cinayeti itiraf etti. Aynur T.'nin kemikleri ise ailenin kaldığı evin kilerinde bir koli içerisinde bulundu. Mahkeme heyeti, zaman aşımının süresi dolduğu için sanıklar hakkındaki kamu davasının ayrı ayrı düşürülmesine karar verdi”. Dedi.

SORUNLARA KALICI ÇÖZÜM OLMALI

Yasanın bir an evvel kabul görmesini beklediklerini belirten Kara, “Kamu vicdanını yaralayan bu örneklerde olduğu gibi daha birçok sıfır delilli cinayet davasında dava zamanaşımı süresinin olmaması, maktulün 1. Dereceden akrabası olan bir kişinin başvurusu üzerine dava süresinin süresiz olarak uzatılması, kaybedilen bir canın bir asır geçmiş olsa dahi hakkını arama imkanının olması, suçlunun her an cezalandırılma korkusunu vicdani bir yük olarak hmesi ve hayatını sürdürememesi olması gerekendir.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (