Kaya: “Tek Parti Dönemi Jandarma Dipçiği Demek”
Kaya: “Tek Parti Dönemi Jandarma Dipçiği Demek”
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde 1923-1950 tarihleri arasındaki Tek Parti Dönemi’ni değerlendiren Doç. Dr. Yakup Kaya, tek parti döneminin en simgesel taraflarından bir tanesinin, özellikle köylerdeki halkı korkutmak için uygulanan “jandarma dipçiği” olduğunu söyledi
Kısa adı HİSDER olan Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, ‘Tek Parti Dönemi’ anlatılacak.
N.E.Ü. Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yakup Kaya, tek partinin yaşandığı sürecin Türk siyasal yaşamında çok önemli kilometre taşlarından birisi olduğunu belirterek 200 yıllık Türk modernleşmesinin kısa bir analizini yaptı. Modernleşme sürecinin sancılı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yakup Kaya, 3 Kasım 1839’da Padişah Abdülmecit’in ilân ettiği Tanzimat Fermanı ile onu etkileyen Mustafa Reşit Paşa ile Sadık Rıfat Paşa’nın batıdaki gelişmeler ile Avrupa’daki yönetim politikalarından çok etkilendiklerini de söyledi. “Aydın Despotizmi” kavramı üzerinde de duran tarihçi Yakup Kaya, Batı’daki pozitivist gelişmelerin Osmanlı coğrafyasına olumlu yansımadığını söyledi.
‘Tek adam’ üzerinden Mustafa Kemal’e grup eleştirilerinin 1922’de söz konusu olmasına rağmen asıl tartışmaların saltanat ve hilafet konularında olduğuna dikkat çeken Kaya, Atatürk tarafından 1923’te temeli 9 ilkeye dayanan Halk Fırkası kurulduğunu ve bu fırkanın içinden de 1924’de Kâzım Karabekir Paşa, Rauf Orbay, Adnan Adıvar’ın başını çektiği Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın doğduğunu ifade ederek bunu, “kabuk çatlatma” hareketi olarak değerlendirdi.
TEK PARTİ DÖNEMİ “JANDARMA DİPÇİĞİ” DEMEK
Tek Parti Dönemi’nde meydana gelen gelişmeler ve önemli olaylara değinen tarihçi Kaya, Atatürk ile Atatürk’ün ölümünün hemen ardından 1938’de Cumhurbaşkanı seçilen Millî Şef İnönü dönemiyle ilgili yakın tarihe ışık tutacak açıklamalar da yaptı. Kaya, tek parti döneminin en simgesel taraflarından bir tanesinin, yüzde 80’i kırsalda yaşayan (özellikle köylerdeki) halkı korkutmak için uygulanan “jandarma dipçiği” olduğuna dikkati çekti. Kaya, tek parti dönemi seçkinlerinin, 1946’da geçilen çok partili döneme yönelik “Ülkeyi Haso’lar ve Memo’lar mı yönetecek” tepkisini gösterdiğini, benimsemediklerini ve Kemalist ideolojinin de pozitivizm, materyalizm ve aydın despotizminden kaynaklandığını söyledi.
EZAN TEPE NASIL “ÇAN-KAYA” OLDU?
Tarihçi Mete Tuncay’ın 1923-1931 tarihleri arasına ışık tutan “Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetimi’nin Kurulması” başlıklı kitaptan pasajlar da okuyan Kaya, “Tek partili yıllarda Kemalettin Kamu, “Kâbe Arabın olsun, Çankaya bize yeter” diyor. Ankara’daki Çankaya’nın gelenekteki ilk adı Ezan Tepe’dir. Daha sonra ‘Çan-kaya’ya dönüştürülmüştür. Hacı Bayram-ı Veli’nin bulunduğu semtin adı “Zülfadl” idi ve sonra “Sol-fasol” oldu. Dıyar-ı Bekir (Diyarbakır), Elaziz (Elazığ) gibi dönüşümler rastgele dönüşümler değildir. Michel Hugo, iktidarların geliştirdikleri söylemlere dikkat edin diyor. Şimdi bu, iktidarın bir tahakkümüdür. Bu adetâ bir medeniyet değiştirme projesidir. Ezan yasağı da 1932’de başladı ve 50’ye kadar devam etti.” dedi.
Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetten sonra Doç. Dr. Yakup Kaya’ya derneğin teşekkür plaketini HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Dr. Ömer Yıldırım’la birlikte takdim etti.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.