( (

Abdullah Topaç “Çanakkale Bir Savaş Değil; Destandır”

Gündem 07.03.2016 - 00:00, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:22
 

Abdullah Topaç “Çanakkale Bir Savaş Değil; Destandır”

SELSİAD Gençlik Kolları Başkanı Av.Bekir Karataş’ın organize ettiği ve dernek salonunda gerçekleştirilen konferansın konuşmacısı,  Tarihçi-Yazar ve Eğitimci Abdullah Topaç’tı. SELSİAD Genel Başkanı İsmail Hakkı Kolat, Yönetim Kurulu, Hanım Kolları ve misafir dinleyicilerin de katıldığı konferansa özellikle gençlerin katılımı ve ilgisi oldukça fazlaydı. Katılımcılar gözyaşları içinde duygulu anlar yaşadılar; böylesi konferansların devamını arzu ettiklerini ifade ettiler. Hilâl; Haç’a karşı zafer kazanmıştır Katılımcılara, “Hoş geldiniz” konuşması yapan ve gençleri görmekten daha da mutlu ve ümitvar olduğunu dile getiren Genel Başkan Kolat, “101 yıl önce bugünlerde Türk Milleti, bıcaksırtı emsalsiz bir mücadeleyle varoluş-yokoluş savaşı vermiş, bir imkânsızı başarmıştır. Milletçe gurur, onur ve şeref âbidemiz olan, Çanakkale Savaşı Mehmetçiğin, milletin tek yumruk olduğu; milli ruhun, milli şuurun uyandığı, bağımsızlık savaşının temellerinin atıldığı, Türk’ün öz benliğini bulduğu, şahlandığı destansı tarihin adıdır. Çanakkale’de, bizden kat be kat güçlü şer birliğine karşı bir imkânsız başarılmış; Hilâl, Haç’a karşı zafer kazanmıştır. Ancak zaferle övünmekle kalmamalıyız. Bu ruhu ve şuuru sanayide, eğitimde, ilimde diri tutmak, yüceltmek, kalkınmamıza ivme kazandırmak için bütün millet olarak elimizden geleni yapmalıyız. Nasıl ki Çanakkale’de her vatan evladı bir Yahya Çavuş gücüyle savaşmışsa; her birimiz, özellikle gençlerimiz bayrağımızın inmemesi; ezanlarımızın dinmemesi için ecdadımızın emanetine sahip çıkmalıyız. Bu bizim en asli görevimizdir.  Vatan savunmasında, dünden bugüne, can veren ölümsüz Mehmetçiklerimizin ruhları şâd; mekânları cennet olsun” diyerek, “Sözü ehline bırakıyorum” dedi. Çanakkale’de teknolojiyle strateji savaştı Konya Lisesi Eski Müdürü Tarihçi-Yazar Abdullah Topaç, dikkatle takip edilen konuşmasında, “Tarihlerini unutan toplumlar alzheimer olmuş toplumlar gibidir” benzetmesini yaparak, “Çanakkale’de teknolojiyle strateji savaştı. Düşman orduları teknolojide, bizden kat be kat üstündü. Çanakkale bir savaş değil; bir zafer değil, bir destandır. Zira destanlar olağanüstülükleri ihtiva eder. O destanı yazdıran görünmez güç, inanç, iman ve vatan sevgisiydi. Bu güç düşman zırhlılarını geri püskürttü. Çanakkale bir sır kapısıdır” dedi. Büyük kayıplar verdikten sonra deniz yolu ile Boğaz’ı geçemeyeceklerini anlayan Haçlıların karaya yöneldiğini, kara savaşında ise ordumuzun Alman General Liman Von Sanders’in komutasında olduğu için ve Alman generalin bilinçli olarak Haçlıların rahat ilerlemesine vesile olduğunu belirterek 250 bin şehit vermemize sebep olduğunu belirtti. Nusret Gemisi’nin önem ve akıbetine de değinerek, “Savaştan sonra Nusret Mayın Gemisi, Türkiye Cumhuriyeti tarafından satıldı. Mersin Limanı’nda yük gemisi olarak çalışmaya başladı, ihtiyarlayınca battı. 1998 yılında tuzlu sulardan çıkarıldı. Tarsus Belediye Başkanı tarafından satın alınarak meydana koyuldu. Seyit Onbaşı da hiçbir yardımı kabul etmeyerek yokluk içinde hayata veda etti” diyerek, serzenişlerde bulundu. Konferansın sonunda SELSİAD Genel Başkanı Kolat ve Yönetim Kurulu Üyesi Karataş, Tarihçi-Yazar ve Eğitimci Abdullah Topaç’a SELSİAD logolu çini tabak hediye etti.

SELSİAD Gençlik Kolları Başkanı Av.Bekir Karataş’ın organize ettiği ve dernek salonunda gerçekleştirilen konferansın konuşmacısı,  Tarihçi-Yazar ve Eğitimci Abdullah Topaç’tı. SELSİAD Genel Başkanı İsmail Hakkı Kolat, Yönetim Kurulu, Hanım Kolları ve misafir dinleyicilerin de katıldığı konferansa özellikle gençlerin katılımı ve ilgisi oldukça fazlaydı. Katılımcılar gözyaşları içinde duygulu anlar yaşadılar; böylesi konferansların devamını arzu ettiklerini ifade ettiler.


Hilâl; Haç’a karşı zafer kazanmıştır


Katılımcılara, “Hoş geldiniz” konuşması yapan ve gençleri görmekten daha da mutlu ve ümitvar olduğunu dile getiren Genel Başkan Kolat, “101 yıl önce bugünlerde Türk Milleti, bıcaksırtı emsalsiz bir mücadeleyle varoluş-yokoluş savaşı vermiş, bir imkânsızı başarmıştır. Milletçe gurur, onur ve şeref âbidemiz olan, Çanakkale Savaşı Mehmetçiğin, milletin tek yumruk olduğu; milli ruhun, milli şuurun uyandığı, bağımsızlık savaşının temellerinin atıldığı, Türk’ün öz benliğini bulduğu, şahlandığı destansı tarihin adıdır. Çanakkale’de, bizden kat be kat güçlü şer birliğine karşı bir imkânsız başarılmış; Hilâl, Haç’a karşı zafer kazanmıştır. Ancak zaferle övünmekle kalmamalıyız. Bu ruhu ve şuuru sanayide, eğitimde, ilimde diri tutmak, yüceltmek, kalkınmamıza ivme kazandırmak için bütün millet olarak elimizden geleni yapmalıyız. Nasıl ki Çanakkale’de her vatan evladı bir Yahya Çavuş gücüyle savaşmışsa; her birimiz, özellikle gençlerimiz bayrağımızın inmemesi; ezanlarımızın dinmemesi için ecdadımızın emanetine sahip çıkmalıyız. Bu bizim en asli görevimizdir.  Vatan savunmasında, dünden bugüne, can veren ölümsüz Mehmetçiklerimizin ruhları şâd; mekânları cennet olsun” diyerek, “Sözü ehline bırakıyorum” dedi.


Çanakkale’de teknolojiyle strateji savaştı


Konya Lisesi Eski Müdürü Tarihçi-Yazar Abdullah Topaç, dikkatle takip edilen konuşmasında, “Tarihlerini unutan toplumlar alzheimer olmuş toplumlar gibidir” benzetmesini yaparak, “Çanakkale’de teknolojiyle strateji savaştı. Düşman orduları teknolojide, bizden kat be kat üstündü. Çanakkale bir savaş değil; bir zafer değil, bir destandır. Zira destanlar olağanüstülükleri ihtiva eder. O destanı yazdıran görünmez güç, inanç, iman ve vatan sevgisiydi. Bu güç düşman zırhlılarını geri püskürttü. Çanakkale bir sır kapısıdır” dedi. Büyük kayıplar verdikten sonra deniz yolu ile Boğaz’ı geçemeyeceklerini anlayan Haçlıların karaya yöneldiğini, kara savaşında ise ordumuzun Alman General Liman Von Sanders’in komutasında olduğu için ve Alman generalin bilinçli olarak Haçlıların rahat ilerlemesine vesile olduğunu belirterek 250 bin şehit vermemize sebep olduğunu belirtti. Nusret Gemisi’nin önem ve akıbetine de değinerek, “Savaştan sonra Nusret Mayın Gemisi, Türkiye Cumhuriyeti tarafından satıldı. Mersin Limanı’nda yük gemisi olarak çalışmaya başladı, ihtiyarlayınca battı. 1998 yılında tuzlu sulardan çıkarıldı. Tarsus Belediye Başkanı tarafından satın alınarak meydana koyuldu. Seyit Onbaşı da hiçbir yardımı kabul etmeyerek yokluk içinde hayata veda etti” diyerek, serzenişlerde bulundu.


Konferansın sonunda SELSİAD Genel Başkanı Kolat ve Yönetim Kurulu Üyesi Karataş, Tarihçi-Yazar ve Eğitimci Abdullah Topaç’a SELSİAD logolu çini tabak hediye etti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (