Selçukya'da Tarihten Günümüze Konya Çarşıları Konuşuldu

KONYA ,GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÖNEMLİ BİR TİCARET ŞEHRİDİR

Program Koordinatörü Devriş Ahmet Şahin yapmış olduğu açılış konuşmasında ; 11.yüzyıla kadar Roma hakimiyeti sonrasında Anadolu Selçuklu ve Karamanoğulları Beyliğine başkentlik yapmış Konya'mız 15.asırdan itibaren de Osmanlı Devleti'nin  şehzade şehri olarak önemini koruduğu gibi aynı zamanda ticari yol güzergahında olması hasebi ile önemli bir ticaret şehridir dedi.

Program Konuğu Prof.Dr.Alaattin Aköz ise konuşmasında ; Selçuklu hâkimiyetinden önceki dönemlerde şehrin ticarî dokusunu oluşturan unsurlardan çarşıların Alaaddin Tepesi’ni çevreleyen ve ileriki zamanlarda dış surların yapılmasından sonra İçkale diye anılacak olan bölgede yer aldığı ve pazarların da bu surun dışında kurulduğu anlaşılmaktadır. Çarşı ve pazarlar Roma hâkimiyetinde de aynı bölgede yer almış ve bu dönemde çarşı ızgara planı şeklinde gelişmiştir. Konya Roma döneminde sahip olduğu ticaret dokusunu sonraki dönemlerde de korumuştur.

 Selçuklular döneminde şehrin ticaret sahası, ikamet alanlarından bağımsız bir şekilde şehrin doğu yönünde ve mevcut surların dışına doğru daha geniş bir alana yayılmıştır. 1190 yılında şehrin Haçlılar tarafından istila edilmesiyle, çarşı ve pazar yerleri yakılıp, yıkılmış olsa da Selçuklu egemenliğinde yeniden ihya edilerek, gelişimini sürdürmüştür. Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubad’ın 1221 yılında şehrin çevresine surları inşa ettirmesiyle birlikte, çarşı ve pazarlar da bu dış surların içerisinde kalmıştır

Selçuklulardan sonra Karamanoğlu hakimiyetine giren Konya da  mimari ve ticari faaliyetler geliştirilmiş ve Osmanlı döneminde çarşıların büyük bir kısmı sur içinde belirli bir düzen içerisinde gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Özellikle pazarlar sur dışındaki alanlara kayma eğilimi göstermişler ve böylece daha geniş alanlarda, dışardan gelenler ile daha kolay ticari bağ kurulabilmiştir. Bu dönemde de aynı meslek guruplarının kendilerine ait çarşılarda hizmet vermeye devam ettikleri görülmektedir. Osmanlı döneminde çarşı-pazar nizamı da gelişmiş olduğundan, kendi çarşılarında topluca bulundukları bilinen esnafların çarşı ve pazarları haricindeki yerlerde ticarî faaliyetlerde bulunmalarına izin verilmediği gibi başka meslek guruplarının ticari alanlarına müdahale etmelerine de izin verilmemiştir.

 Osmanlı devri çarşısı, İplikçi Camii ile karşısında bulunan Kadri Efendi Bedesteni’nden başlayarak Atpazarı Kapısı’na uzanan ve “Uzun Çarşı”, “Sûk-ı Tavîl”, “Sûk-ı Sultânî” gibi isimlerle anılan ana çarşının etrafında örgütlenmiştir. Bu çarşının başlangıç kısmı yani Bedesten çevresi yoğun bir ticaret alanıdır. Bugünkü Kapı ve Aziziye Camilerinin bulundukları alanlar, Uzun Çarşının Doğu bölümünü oluşturmaktadır. Atpazarı’ndan Mevlana Türbesi’ne kadar uzanan alan ise hem hanların hem de pazar yerlerinin yoğunlaştığı bölgedir. Şehrin bir diğer ticarî alanı da İplikçi Camii ile karşısında bulunan Kadri Efendi Bedesteni’nin batısında, şehrin nüvesini oluşturan Alaaddin Tepesi’nin doğu ve kuzeydoğusunda yer alan bölgedir. Bu bölgede birçok esnaf çarşının bulunmasının yanı sıra Selçukludan devreden Eskipazar Çarşısı ile Tahte’l-kal’a Çarşısı ve Sipahi Pazarı yer almaktadır.

28 Eylül 1867 de çıkan yangın neticesinde 872 adet küçük ve büyük dükkân, üç adet ev ve iki adet cami kül olmuştur. Diğer taraftan 1867 yangını geleneksel Konya çarşısında mekânsal ve fiziksel açıdan önemli bir dönüşüme zemin hazırlamıştır. Çarşının 2/3’ü yandığından XIX. yüzyıldan önceki ticarî bina örneklerinin önemli bir bölümü sonraki dönemlere ulaşamamıştır. Bununla birlikte 1867 yılından itibaren Konya çarşısındaki dükkânlar yapı malzemeleri açısından bir dönüşüm geçirmiş ve yeni yapılan çarşı ise şuan ki Konya çarşısını oluşturmuş diyebiliriz dedi.

Program,Selçukya Kültür Sanat Derneği Başkanı Av.Fatma Şeref Polat ve Program Koordinatörü Devriş Ahmet Şahin tarafından Prof.Dr. Alaattin Aköz'e günün anısına plaket takdim edilmesi ile son buldu