( (

Gelecek Partili İbrahim Turhan'dan Ayasofya İmamına Cevap: Faiz Fetvayla Düşmez

Ekonomi (Medyaradikal) - medyaradikal.com | 23.03.2021 - 14:10, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Gelecek Partili İbrahim Turhan'dan Ayasofya İmamına Cevap: Faiz Fetvayla Düşmez

Gelecek Partili İbrahim Turhan, "Faizcilerle mücadele etmek de İslam'ın bir emridir" diyen Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın'a cevap verdi: Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da Merkez Bankası'na talimat vermek ya da "Düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir.
"Faizin azaltılması ve sonunda tamamen kaldırılması hem İslam'ın hem de aklın gereğidir. Güçlü ekonomilerde faiz yüzde 0-1 arasında. O sebeple faizcilerle mücadele etmek de İslam'ın bir emridir" diyen Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın'a bir cevap da Gelecek Partisi Kurucular Kurulu üyesi İbrahim Turhan'dan geldi. Twitter'dan sözleri ile tartışma yaratan Boynukalın'a cevap veren Turhan "Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da Merkez Bankası'na talimat vermek ya da "Düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir" ifadelerini kullandı. Turhan'ın açıklamaları şöyle:  "Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasının arkasından göz göre göre gelen piyasa depreminden de komplo teorileri çıkardılar. Bunlara alıştık ama konuya bu defa teolojik boyut da katılmış. Neyse ki fetva, faiz artıran eski başkan hakkında değil şimdilik. Ama işin şakası yok. İktisat bilimi-tıpkı diğer fiyatlar gibi-faizin de piyasa şartlarında denge seviyesinde kalması gerektiğini, dışsal etkilerle olması gerekenden yüksek veya düşük tutulması halinde para ve mal piyasalarında dengesizlik oluşacağını, bu çabanın kalıcı sonuç vermeyeceğini gösterir. "HİÇ  KİMSE FAİZİN ARTMASINI İSTEMEZ" Bu, biraz da evrenin ve toplumun işleyişine ilişkin temel yasaların sonucudur. Toplumsal olgular her zaman fizik kadar kesin olmasa da arz ve talebe dayalı fiyat-miktar ilişkisinin en az yerçekimi ya da zıt yüklerin birbirini çekmesi gibi bir yasa olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ekonomide gelir ve dolayısıyla tasarruflar yüksekse, enflasyon beklentileri düşükse, iş ve yatırım ortamı olumlu, ekonominin rekabetçiliği yüksek ve öngörülebilirlik hakimse faiz düşük olur. Aklı başında, iktisattan anlayan hiç kimse faizin artmasını istemez, yüksek faiz kötüdür. "KUŞKU OLURSA OYNAKLIK DA ARTAR" Düşük faiz; yurt içi tasarrufları artıracak, ekonomide belirsizliği azaltarak öngörülebilirliği hakim kılacak, sermaye akışını cazip kılacak, enflasyonu kalıcı olarak düşük tutacak etkin ve verimli çalışan, rekabetçi ve yatırımcı dostu bir iş ortamı sağlayarak mümkün olur. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve kurumsal yetkinliği konusunda kuşku oluşursa (3 yılda 4 başkan gibi) enflasyon beklentisi, belirsizlik riski, enflasyon oynaklığı riski artar. Kurala bağlı politikalardan uzaklaşılması kredi riski algısında bozulmaya yol açar. Kur riski de artar. Ayrıca enflasyon ve kışkırtılmış talep borçlanma (kredi) talebini artırır. Tasarruf arzı düşeceğinden ödünç verilebilir fonların fiyatında yukarı yönlü baskı oluşur. Bu da uzun vadeli faizlerin yükselmesine yol açar. Reel sektör firmalarının ve bankaların özkaynakları aşınır. FAİZ NASIL DÜŞER? Faizin düşmesini gerçekten istiyorsanız yapılacak ilk şey; merkez bankasının itibarını, merkez bankası (MB) politikalarına olan güveni artırmak ve para politikası kararlarının fiyat istikrarını sağlamaya odaklı olacağına, MB'nın bağımsız karar alacağına güvenilmesini sağlamaktır. Mülkiyet haklarının korunması, vergi mevzuatının adil ve basit olması, sermaye piyasasının derinliği ve etkinliği, aracılık ve işlem maliyetlerinin düşük olması; kısacası öngörülebilirliğin sağlandığı girişimci dostu iş ve yatırım ortamı oluşturulması da faizin düşmesini sağlar. Merkez Bankası talimatla karar verirse, ekonominin nesnel şartlarına uygun para politikası izlemez, likidite yönetimi ve fonlama maliyetinin fiyat istikrarını sağlamaya ve kalıcı kılmaya yönelik kararlılığı hakkında tereddüt oluşursa sonunda kesinlikle daha yüksek faiz ödersiniz. Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da merkez bankasına talimat vermek ya da "düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir. Sırf Merkez Bankası düşürdü diye faizler düşecek olsaydı ekonomi yönetimi çok kolay olurdu."
Gelecek Partili İbrahim Turhan, "Faizcilerle mücadele etmek de İslam'ın bir emridir" diyen Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın'a cevap verdi: Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da Merkez Bankası'na talimat vermek ya da "Düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir.

"Faizin azaltılması ve sonunda tamamen kaldırılması hem İslam'ın hem de aklın gereğidir. Güçlü ekonomilerde faiz yüzde 0-1 arasında. O sebeple faizcilerle mücadele etmek de İslam'ın bir emridir" diyen Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın'a bir cevap da Gelecek Partisi Kurucular Kurulu üyesi İbrahim Turhan'dan geldi.

Twitter'dan sözleri ile tartışma yaratan Boynukalın'a cevap veren Turhan "Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da Merkez Bankası'na talimat vermek ya da "Düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir" ifadelerini kullandı.

Turhan'ın açıklamaları şöyle: 

"Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasının arkasından göz göre göre gelen piyasa depreminden de komplo teorileri çıkardılar. Bunlara alıştık ama konuya bu defa teolojik boyut da katılmış. Neyse ki fetva, faiz artıran eski başkan hakkında değil şimdilik. Ama işin şakası yok.

İktisat bilimi-tıpkı diğer fiyatlar gibi-faizin de piyasa şartlarında denge seviyesinde kalması gerektiğini, dışsal etkilerle olması gerekenden yüksek veya düşük tutulması halinde para ve mal piyasalarında dengesizlik oluşacağını, bu çabanın kalıcı sonuç vermeyeceğini gösterir.

"HİÇ  KİMSE FAİZİN ARTMASINI İSTEMEZ"

Bu, biraz da evrenin ve toplumun işleyişine ilişkin temel yasaların sonucudur. Toplumsal olgular her zaman fizik kadar kesin olmasa da arz ve talebe dayalı fiyat-miktar ilişkisinin en az yerçekimi ya da zıt yüklerin birbirini çekmesi gibi bir yasa olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Ekonomide gelir ve dolayısıyla tasarruflar yüksekse, enflasyon beklentileri düşükse, iş ve yatırım ortamı olumlu, ekonominin rekabetçiliği yüksek ve öngörülebilirlik hakimse faiz düşük olur. Aklı başında, iktisattan anlayan hiç kimse faizin artmasını istemez, yüksek faiz kötüdür.

"KUŞKU OLURSA OYNAKLIK DA ARTAR"

Düşük faiz; yurt içi tasarrufları artıracak, ekonomide belirsizliği azaltarak öngörülebilirliği hakim kılacak, sermaye akışını cazip kılacak, enflasyonu kalıcı olarak düşük tutacak etkin ve verimli çalışan, rekabetçi ve yatırımcı dostu bir iş ortamı sağlayarak mümkün olur.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve kurumsal yetkinliği konusunda kuşku oluşursa (3 yılda 4 başkan gibi) enflasyon beklentisi, belirsizlik riski, enflasyon oynaklığı riski artar. Kurala bağlı politikalardan uzaklaşılması kredi riski algısında bozulmaya yol açar. Kur riski de artar.

Ayrıca enflasyon ve kışkırtılmış talep borçlanma (kredi) talebini artırır. Tasarruf arzı düşeceğinden ödünç verilebilir fonların fiyatında yukarı yönlü baskı oluşur. Bu da uzun vadeli faizlerin yükselmesine yol açar. Reel sektör firmalarının ve bankaların özkaynakları aşınır.

FAİZ NASIL DÜŞER?

Faizin düşmesini gerçekten istiyorsanız yapılacak ilk şey; merkez bankasının itibarını, merkez bankası (MB) politikalarına olan güveni artırmak ve para politikası kararlarının fiyat istikrarını sağlamaya odaklı olacağına, MB'nın bağımsız karar alacağına güvenilmesini sağlamaktır.

Mülkiyet haklarının korunması, vergi mevzuatının adil ve basit olması, sermaye piyasasının derinliği ve etkinliği, aracılık ve işlem maliyetlerinin düşük olması; kısacası öngörülebilirliğin sağlandığı girişimci dostu iş ve yatırım ortamı oluşturulması da faizin düşmesini sağlar.

Merkez Bankası talimatla karar verirse, ekonominin nesnel şartlarına uygun para politikası izlemez, likidite yönetimi ve fonlama maliyetinin fiyat istikrarını sağlamaya ve kalıcı kılmaya yönelik kararlılığı hakkında tereddüt oluşursa sonunda kesinlikle daha yüksek faiz ödersiniz.

Önemli olan, faizleri kalıcı ve sürdürülebilir biçimde düşürmektir. Bunun yolu da merkez bankasına talimat vermek ya da "düşük faiz vaciptir" fetvası vermek değildir. Sırf Merkez Bankası düşürdü diye faizler düşecek olsaydı ekonomi yönetimi çok kolay olurdu."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (