( (

“İnsan Neslini Kendi Elimizle Yok Ediyoruz”

Kültür Sanat 01.01.2020 - 09:39, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

“İnsan Neslini Kendi Elimizle Yok Ediyoruz”

HİSDER’de modern hayat ve sosyal medya ile ilgili önemli açıklamalar yapan Sosyolog Abdullah Topçuoğlu, robot gibi duygusuz bir nesil türediğini belirterek “İnsan neslini kendi elimizle yok ediyoruz” dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde, geçtiğimiz yılın son sohbetini “Türkiye’nin Gelecekteki Tasavvuru” başlığı altında yapan sosyolog Abdullah Topçuoğlu, bencil, bananeci, sorumluluk almaktan kaçan bir genç neslin geldiğini belirterek “İnsan neslini kendi elimizle yok ediyoruz” dedi.   HAYAT TEK DEĞİL, ÜÇ BOYUTLUDUR Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu, “Bizler uzun yıllardır ‘modern hayat’ dediğimiz bir hayat tarzını, bir yaşama biçimini, bir anlayışı, bir ideolojiyi gündelik hayatımıza yansıtmaya çalışan bir toplumuz” diyerek başladığı sohbetinde, Batı dünyasının öngördüğü hayat tarzının genelde tek boyutlu yaşama tarzı olduğunu ifade etti. Müslümanların hayata üç boyutlu bakmak zorunda olduklarına dikkat çeken Sosyolog Abdullah Topçuoğlu, “Bugün içinde bulunduğumuz hayatı doğru anlayabilirsek yarınla (gelecekle)ilgili tasavvurumuzu da ön görebiliriz. Yoksa biz geleceği bilme gibi bir iddiada da bulunmuyoruz” dedi.   İNSANSI YARATIKLAR ORTAYA ÇIKACAK Akıllı telefonların çıkacağı düşüncesinin 1993’de Davos’ta dile getirildiğini, 2018 Davos’unda da Yahudi asıllı Profesör Harari’nin Türkiye’de hiç gündem olmayıp Avrupa’da gündem olan çok enteresan bir konuşma yaptığını belirterek “Harari, özet olarak şöyle diyor: Şu an itibariyle 18 yaşını doldurmuş olan ve daha büyük olanlar bildiğiniz insan türünün son nesli. 2000 doğumlulardan sonrakiler insan olmayacak. İnsansı (insana benzeyen) yaratık olacak” diyor. Enteresan bir lâf. Yiyip içen, evlenen ve cinsellikten ibaret bir hayatı yaşayan, insanî özellikleri gelişmemiş, oluşmamış bir tür olarak hayat devam edecek. Ama insan olmayacak, diyor” diye konuştu.   BİZİ KİMVE KİMLER KONTROL EDİYOR? 2010’dan sonra dünyada, beynin çalışmasını inceleyen bir cihaz geliştirildiğini ve nöropsikoloji diye bir alan oluştuğuna işaret eden Topçuoğlu, Türkiye’deki ekibin çalışmalarını yakından gördüğünü belirterek şu bilgilere yer verdi: “Beynin ön uç kısmında “ön log” diye bir bölge var. Bu bölge 18 yaşına kadar gelişme aşamasında olup, çalışmıyor. Bu bölge kontrol bölgesi. Bu bölge reşit yaşını yani 18 yaşını doldurduktan sonra çalışıyor. İngiltere’deki ekip, 40 yaş ve üstü hapishane mahkûmları (alkolik, katil, hırsız, uyuşturucu müptelaları) üzerinde yaptığı araştırma ve deneylerde ön loğ bölgelerinin hiç çalışmadığını fark ediyor. İnsan dediğimiz biyolojik varlık hormonlarla hareket eder. Bizim duygularımız hormonlarla oluşur. Beyin salgılar üzüntü duyarız. Meselâ, içimizde oluşan sevinç de bir hormondur. Bizi mutlu eden dört tür hormon var. Hormonların etkileri geçicidir. Kimi 15 dakikada kimileri de daha az sürer. Mutluluk veren endorfin hormonu ve geçici keyif veren depomin hormonu gibi. Bu hormonların büyük bir bölümü uyarıcıyla hareket eder. Tan vaktinde gözlerimiz vasıtasıyla vücuda giren ışıkla salgılanan hormon insanı acayip zinde kılıyor. Yani bağışıklık sistemini harekete geçiriyor. Ön belleğin bir diğer görevi de duyguları yönetmektir. Alkol 1000 birim, uyuşturucu 1500 birim (çok yüksek dozda)depomin salgılattırıyor. İşte bu aşırı dozda depomin ön belleği yakıyor ve bir daha kullanılmaz hale getiriyor.   SOSYAL MEDYA İNSANI DUYGUSUZLAŞTIRIYOR Bu bilimsel projenin devamında yeni ortaya konulan bir gelişme daha var. Sosyal Medya’ya her girişte 1000 birim depomin salgılanıyor. Türkiye’de gençlerin sosyal medyaya girme sıklığı 15 dakikada bir. Yani sürekli depomin veriliyor. Bu depominin bütün ön belleği yakacağı bekleniyor. İşte Harari diyor ki, bu gençlerden gelecekte ancak hayvanlar gibi yiyip cinsellikten ibaret bir hayatı yaşayan insan tipi ortaya çıkacak, diyor. Ön bellek duyguların da yönetimini yapıyormuş. Yani ön bellek yanınca duygu-suz-laşı-yoruz. Acımak, merhamet, yardımseverlik, iyilikseverlik gibi duygularımız yok oluyor. Robot gibi duygusuz insanlar türüyor.”   İNSAN NESLİ, İNSAN ELİYLE YOK EDİLİYOR Modern hayata atıfta bulunan Topçuoğlu, insan haksızlığa ve zulme uğradığında adalet duygusunun geliştiğini, canı yandığında ise merhamet duygusunun geliştiğini belirterek “Siz haksızlığa uğramalısınız ki, siz zulme uğramalısınız ki adalet duygunuz gelişsin. Çocuğa iki vurduğunuzda, elinden ekmeği ve oyuncağı alındığında adalet duygusu gelişiyor. Canı yandığında merhamet duygusu gelişiyor. Şimdiki çocukların canı yanmıyor. Elinde ne isterse yerine geliyor. Bir şey eksiltilmiyor. Zorluk görmüyorsa hayır yok! Bu çocukların duyguları sıfır (0) ve gelişmeyecek. Kendi elimizle yok ediyoruz. İnsan neslini yok ediyoruz. Dünyadaki savaş şu anda böyle” dedi. Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetin ardından Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu’na derneğin hediyesi, Hisder Yönetim Kurulu Başkanı Önder Kutlu ve El-Bir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Cırık ile birlikte verildi.    
HİSDER’de modern hayat ve sosyal medya ile ilgili önemli açıklamalar yapan Sosyolog Abdullah Topçuoğlu, robot gibi duygusuz bir nesil türediğini belirterek “İnsan neslini kendi elimizle yok ediyoruz” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde, geçtiğimiz yılın son sohbetini “Türkiye’nin Gelecekteki Tasavvuru” başlığı altında yapan sosyolog Abdullah Topçuoğlu, bencil, bananeci, sorumluluk almaktan kaçan bir genç neslin geldiğini belirterek “İnsan neslini kendi elimizle yok ediyoruz” dedi.

 

HAYAT TEK DEĞİL, ÜÇ BOYUTLUDUR

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu, “Bizler uzun yıllardır ‘modern hayat’ dediğimiz bir hayat tarzını, bir yaşama biçimini, bir anlayışı, bir ideolojiyi gündelik hayatımıza yansıtmaya çalışan bir toplumuz” diyerek başladığı sohbetinde, Batı dünyasının öngördüğü hayat tarzının genelde tek boyutlu yaşama tarzı olduğunu ifade etti. Müslümanların hayata üç boyutlu bakmak zorunda olduklarına dikkat çeken Sosyolog Abdullah Topçuoğlu, “Bugün içinde bulunduğumuz hayatı doğru anlayabilirsek yarınla (gelecekle)ilgili tasavvurumuzu da ön görebiliriz. Yoksa biz geleceği bilme gibi bir iddiada da bulunmuyoruz” dedi.

 

İNSANSI YARATIKLAR ORTAYA ÇIKACAK

Akıllı telefonların çıkacağı düşüncesinin 1993’de Davos’ta dile getirildiğini, 2018 Davos’unda da Yahudi asıllı Profesör Harari’nin Türkiye’de hiç gündem olmayıp Avrupa’da gündem olan çok enteresan bir konuşma yaptığını belirterek “Harari, özet olarak şöyle diyor: Şu an itibariyle 18 yaşını doldurmuş olan ve daha büyük olanlar bildiğiniz insan türünün son nesli. 2000 doğumlulardan sonrakiler insan olmayacak. İnsansı (insana benzeyen) yaratık olacak” diyor. Enteresan bir lâf. Yiyip içen, evlenen ve cinsellikten ibaret bir hayatı yaşayan, insanî özellikleri gelişmemiş, oluşmamış bir tür olarak hayat devam edecek. Ama insan olmayacak, diyor” diye konuştu.

 

BİZİ KİMVE KİMLER KONTROL EDİYOR?

2010’dan sonra dünyada, beynin çalışmasını inceleyen bir cihaz geliştirildiğini ve nöropsikoloji diye bir alan oluştuğuna işaret eden Topçuoğlu, Türkiye’deki ekibin çalışmalarını yakından gördüğünü belirterek şu bilgilere yer verdi: “Beynin ön uç kısmında “ön log” diye bir bölge var. Bu bölge 18 yaşına kadar gelişme aşamasında olup, çalışmıyor. Bu bölge kontrol bölgesi. Bu bölge reşit yaşını yani 18 yaşını doldurduktan sonra çalışıyor. İngiltere’deki ekip, 40 yaş ve üstü hapishane mahkûmları (alkolik, katil, hırsız, uyuşturucu müptelaları) üzerinde yaptığı araştırma ve deneylerde ön loğ bölgelerinin hiç çalışmadığını fark ediyor. İnsan dediğimiz biyolojik varlık hormonlarla hareket eder. Bizim duygularımız hormonlarla oluşur. Beyin salgılar üzüntü duyarız. Meselâ, içimizde oluşan sevinç de bir hormondur. Bizi mutlu eden dört tür hormon var. Hormonların etkileri geçicidir. Kimi 15 dakikada kimileri de daha az sürer. Mutluluk veren endorfin hormonu ve geçici keyif veren depomin hormonu gibi. Bu hormonların büyük bir bölümü uyarıcıyla hareket eder. Tan vaktinde gözlerimiz vasıtasıyla vücuda giren ışıkla salgılanan hormon insanı acayip zinde kılıyor. Yani bağışıklık sistemini harekete geçiriyor.

Ön belleğin bir diğer görevi de duyguları yönetmektir. Alkol 1000 birim, uyuşturucu 1500 birim (çok yüksek dozda)depomin salgılattırıyor. İşte bu aşırı dozda depomin ön belleği yakıyor ve bir daha kullanılmaz hale getiriyor.

 

SOSYAL MEDYA İNSANI DUYGUSUZLAŞTIRIYOR

Bu bilimsel projenin devamında yeni ortaya konulan bir gelişme daha var. Sosyal Medya’ya her girişte 1000 birim depomin salgılanıyor. Türkiye’de gençlerin sosyal medyaya girme sıklığı 15 dakikada bir. Yani sürekli depomin veriliyor. Bu depominin bütün ön belleği yakacağı bekleniyor. İşte Harari diyor ki, bu gençlerden gelecekte ancak hayvanlar gibi yiyip cinsellikten ibaret bir hayatı yaşayan insan tipi ortaya çıkacak, diyor. Ön bellek duyguların da yönetimini yapıyormuş. Yani ön bellek yanınca duygu-suz-laşı-yoruz. Acımak, merhamet, yardımseverlik, iyilikseverlik gibi duygularımız yok oluyor. Robot gibi duygusuz insanlar türüyor.”

 

İNSAN NESLİ, İNSAN ELİYLE YOK EDİLİYOR

Modern hayata atıfta bulunan Topçuoğlu, insan haksızlığa ve zulme uğradığında adalet duygusunun geliştiğini, canı yandığında ise merhamet duygusunun geliştiğini belirterek “Siz haksızlığa uğramalısınız ki, siz zulme uğramalısınız ki adalet duygunuz gelişsin. Çocuğa iki vurduğunuzda, elinden ekmeği ve oyuncağı alındığında adalet duygusu gelişiyor. Canı yandığında merhamet duygusu gelişiyor. Şimdiki çocukların canı yanmıyor. Elinde ne isterse yerine geliyor. Bir şey eksiltilmiyor. Zorluk görmüyorsa hayır yok! Bu çocukların duyguları sıfır (0) ve gelişmeyecek. Kendi elimizle yok ediyoruz. İnsan neslini yok ediyoruz. Dünyadaki savaş şu anda böyle” dedi.

Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetin ardından Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu’na derneğin hediyesi, Hisder Yönetim Kurulu Başkanı Önder Kutlu ve El-Bir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Cırık ile birlikte verildi.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (